Enflasyon 1990'lı yıllara kadar iktisatçı Milton Friedman'ın tezleri doğrultusunda yönetildi. Buna göre, para arzı büyüme hızının bir ya da iki puan üzerinde artırıldığı takdirde enflasyon olmayacaktı. Fakat küreselleşmenin etkisiyle Friedman'ın tezindeki paranın devir süratinin sabit kalacağı varsayımı tutmadı. Bu nedenle enflasyon kontrol altına alınamaz oldu.
"Peki sonra ne oldu?" diyerek sorarsanız... Friedman'ın tezi terk edildikten sonra enflasyon hedeflemesi rejimine geçildi. Bu rejime göre hedef enflasyon oranı belirleniyor. Bir nokta ya da band olarak belirlenen bu hedef tutturulmaya çalışılıyor. Örneğin yüzde 2 oranında nokta hedef ya da 2-4 arası bant enflasyon hedefi belirleniyor. Eğer enflasyon hedefin üzerine çıkarsa faizler arttırılıyor, enflasyon hedefin altında kalınca faizler azaltılıyor.
Gelelim enflasyon hedeflemesi rejiminin başarı koşullarına... Bu rejimin gelişmekte olan ülkelerde çalışması pek mümkün olamıyor. Niye mümkün olamıyor? Çünkü küresel düzeyde petrol ve gıda fiyatları çoğaldığında doğal olarak gelişmekte olan ülkelerde enflasyon hızla yükseliyor. Yükselmesinin nedeni şu; gelişmekte olan ülkelerin aile bütçeleri içerisinde gıda ve enerji harcamalarının ağırlığı zengin ülkelerden çok daha fazla oluyor. Dolayısıyla 2008 krizinden sonra artan küresel enerji ve gıda fiyatlarının enflasyonist etkisi gelişmekte olan ülkelerde çok fazla oldu. Örneğin şu sıralar enflasyon oranları Türkiye'de 8.8, Hindistan'da 9.9, Brezilya'da 6.9 düzeyindeyken, ABD'de 1.8, Almanya'da 1.9, Japonya'da 0.2 oranında seyrediyor.
"O halde gelişmekte olan ülkelerde hedef enflasyon oranı aşıldığı takdirde faiz artırımının etkisi ne oluyor?" sorusuna cevap vermemiz gerekiyor. Hemen cevaplayalım. Enflasyon hedeflemesi rejiminin çalışma mantığına göre hedef aşıldığında Türkiye, Brezilya ve Hindistan faizleri artırdığında küresel enerji ve gıda maddelerinin talebini değiştiremedikleri için bu defa ülke ekonomisi yavaşlıyor ve dış ticarete konu olmayan ürünlerin fiyatları yükseliyor. Ve ekonomi yavaşladığı için hem işsizlik artıyor hem de enflasyon hedefin üstünde kalıyor.
Niye anlattık bütün bunları...Türkiye enflasyon hedeflemesi rejimini uyguluyor. Yukarıda anlattığımız gibi enflasyon hedefin üzerine çıktığında faizleri çoğaltması, hedefin altına indiğinde azaltması gerekiyor. Fakat gelişmiş ülkelerde olduğu gibi çalışmıyor bu rejim gelişen ekonomide. Tam aksine istenenin tamamen ötesinde bir sonuç veriyor. Çünkü küresel enerji fiyatları ve gıda fiyatları gelişmekte olan ülkelerde enflasyon oranını doğrudan etkiliyor. O halde enflasyon hedefin üzerine çıktığında faiz artırımı işsizliğe ve enflasyon artışına neden oluyor. Anlayacağınız faiz lobisinin son günlerde hep bir ağızdan dile getirdiği "enflasyon arttı faizler yükselsin" söylemi ezber bir söylem. Faiz arttığında enflasyon çoğaldığı gibi beraberinde işsizlik artıyor. İşte bu nedenle sakın inanmayın faiz lobisinin bu söylemine. Çünkü bu bir tuzak oluyor.