Bazılarına göre faiz lobisi hayali bir düşmanmış.
Faiz lobisi yokmuş. Libor skandalı bir hayalmiş. Aralarında anlaşıp faizleri istedikleri gibi belirleyip 176 milyar doları öğretmenin, esnafın, işçinin cebinden çalan Barclays, UBS, RBS ve 17 banka hayali suçları kabul etmişler.
Bu hayali suçlara saydığımız ilk üç banka 2.5 milyar dolar cezayı hayali ödemiş.
Amerikan Adalet Bakanı Eric Holder manipülasyon yapan eski UBS çalışanı Tom Hayes'i hayali olarak yakalanması için Scotland Yard'a bildirmiş.
Hayali Tom hayali savcıya itirafçı olmuş.
Yine Türkiye'de mevduata düşük faiz,tüketici ve kart kredisine yüksek faiz vermek için aralarında anlaşıp rekabeti bozan hayali bankaları Rekabet Kurulu hayalinde yakalayıp cezalandırmış.
Manipülasyondan yakalanan Londra bankalarına güven duyulmadığından Libor'un artık New York'ta Euronext tarafından belirlenecek olması da hayal ürünüymüş.
Ve gelelim Gezi'ye… Faiz lobisine göre Gezi'nin ardından borsayı çökertip bu ülkenin para ve sermaye piyasalarını istikrarsızlaştırmak isteyenler hayaletlermiş.
O halde diğer hayaletlere bir göz atalım…
Finans kesiminin parasal gücü nedeniyle hiçbir kural tanımadığını söyleyen Paul Krugman ve Joseph Stiglitz de hayali birer Nobelli iktisatçılarmış.
Bu iki iktisatçı finans kesiminin yüksek faiz elde etmek için merkez bankalarına,siyasetçilere, bürokratlara lobiler aracılığıyla baskı yaptıklarını ileri sürüp hayali düşman yaratıyorlarmış.
Niye anlattık bütün bunları… Küresel faiz lobisinin uzantıları yalandan bıkmadılar. Öyle ki, 3 Haziran 2013'de İstanbul Borsasını bir günde yüzde 10.4 oranında düşürenin faiz lobisi değil hayaletler olduğunu ileri sürebiliyorlar.
Fakat ardından geçen Cuma günü birdenbire batık ama Alman devletinin desteğiyle ayakta duran Deutcshe Bank ortaya çıkıp "Merkez faiz yükseltmezse, Türk parasında değer kaybı durmaz" diyerek Merkez Bankasına baskı yapıyor.
Bizdeki faiz lobisi uzantıları şimdi bu tuhaflığa da hayal diyeceği muhakkak. Ama ortada bir gerçek var. Lobi sıcak parayı götürmek için Merkez'den ucuz döviz istiyor. Amacı politika faizini yükselttirip, ucuz döviz alıp Bernanke'nin yeni politikasından karlı çıkmak.
Oysa Merkez, lobiye direnmeli, sıcak paracılara ucuz döviz vermemeli.
2006'daki hataya düşüp faiz artırmamalı.
Çünkü sıcak paracılar yüksek faiz versen de çıkacaklar vermesen de çıkacaklar.
Çünkü sıcak para geri çağrılıyor artık.İşte bu nedenle Merkez direnmeli ucuz döviz vermemeli.
Sıcak paracılar zarar edip gitsinler bir daha da gelmesinler.
Çünkü yükselen bir ekonomiyi en çok sıcak para tahrip ediyor.
Bir de unutmadan belirtelim. Sıcak paracılar, The Wall Street Journal'a "Türkiye tehlikeli bir oyun oynuyor" diyerek yazdırmışlar.
Madem tehlikeli oyun oynuyor Türkiye, o halde niye yabancı yatırımcılar geçen hafta şehirler arası yolcu taşıyan Kamil Koç'u alıyor, tehlikeli oyun oynayan ülkede şehirlerarası yolcu taşımasına para yatırılır mı? Nasdaq niye İstanbul Borsasına ortak oluyor?
Demek ki bu ülkeye güveniyorlar. Sakın inanmayın faiz lobisinin yalanlarına.