ABD Merkez Bankası'nın gevşek para politikasından çıkacağını açıklaması gelişmekte olan ülkelerden sıcak para çıkışına neden oluyor. Tabii bu gelişme Türkiye'yi de etkiliyor. Sıcak para çıkaracak olanlar döviz talep ettiği için dolar ve euronun fiyatı yükseliyor. Dolayısıyla sıcak paracı kazancının bir kısmını dövizdeki fiyat farkına ödediği için çok kızıyor.
Çünkü faiz lobisi Merkez Bankası'nın döviz satmak yerine politika faizini artırarak döviz fiyatını sabit tutup onlara çıkışlarında ucuz döviz vermesini istiyordu. Fakat beklenen olmadı bu defa Merkez 2006'daki hataya düşmedi.
Peki Merkez ne kadar döviz satabilir? Hemen açıklayalım, Merkez aşırı dolar basımı nedeniyle sıcak paranın çıkış günlerinin geleceğini bildiğinden son 18 ayda tam 48 milyar dolarlık rezerv artırımı yaptı. Ve altın dahil döviz rezervlerini 133.8 milyar dolara yükseltti. Böylece epeyce bir miktar yaklaşık 90 milyar dolar tutarında döviz tanzim satışı yapabilir.
Ve bu döviz satışından yüksek tutarda kâr elde edebilir. Hemen belirtelim, Merkez son 25 günde 5 milyar dolar tutarında tanzim satışı yaparak bir milyar lira kâr elde etti. Çünkü 1 lira 75 kuruştan aldığı dolarları 1 lira 95 kuruştan sattı. İşte Merkez'in bu kazançları sonunda kamu bütçesine gideceğinden memurun bu yılın ikinci yarısındaki yüzde bir oranındaki enflasyon fark ödemesi karşılandı diyebiliriz.
Gerçi bütçe ilk beş ayda 4.5 milyar lira fazla verdiği için herhangi bir sorun yok ama bu ilave kazançların hem Merkez Bankası'ndan hem de Özelleştirme İdaresi'nden 13.3 milyar doların gelecek olması maliye politikasının şoklara karşı dayanıklılığını artırıyor. Dolayısıyla bu ilave gelirler son günlerde kriz tellallığı yapan lobinin inanılırlığını ortadan kaldırıyor. Gelelim faiz lobisinin kısa vadeli dış borç yalanına... Önce şunu belirtelim, Türkiye'de devletin kısa vadeli dış borcu 5 milyar dolar. Kısa vadeli dış borcun 82.6 milyar doları özel bankaların borcu. Bu borcun içinde vadesi bir yıldan kısa döviz mevduatının payı 24.1 milyar dolar tutuyor. Bu borçlarına karşılık özel bankaların kısa vadeli varlıkları borcu karşılamaya yeterli bulunuyor. Yine finans kesimi dışındaki firmaların kısa vadeli varlık ve yükümlülükleri sırasıyla 76.1 milyar dolar ve 93.3 milyar dolar tutuyor.
Aradaki negatif fark 17.2 milyar dolar oluyor. O halde bu tutarın çevrilmesinde bir sorun yok. Çünkü bu yükümlülüklerin içinde 27.4 milyar doları sat-öde biçiminde ithalat kredisi olduğundan ödeyememe sorunu görünmüyor. İşte bu nedenle Türkiye ekonomisi kırılgan değil.
O halde sorun ne? Sorun şu:
Merkez faiz artırarak dövize müdahale etmeyip sıcak paracılara pahalıya döviz sattığı için lobi kızgın. Ama bu koşulları 3 Haziran'da borsada çöküş yaratarak kendileri hazırladıklarından kimseye kızmasınlar. Merkez'in de onlara bu kadar oyunu olsun artık. Hep kazan hep kazan olmaz.