CUMARTESİ Sıtkı Usta sergisiydi, bizim Kültür Turunun adresi.. Çırağan Sarayı da kıpır kıpır.. Meğer Off Shore yarışları İstanbul ayağının merkezi orasıymış.. Yarışı kimseler duymadı, pek de sönük geçti bu yıl.. Cem Hakko'yu aradım, sordum, Çırağan'da.. Gören, duyan yok.. Vakko da yarışın sponsorları arasında değilmiş zaten..
Oysa Off Shore'u Türkiye'ye taşıyan Cem'di. İstinye'de kurduğu pit alanı bir panayır yeri gibiydi. En popüler köşe yazarları, tüm İstanbul sosyetesi ordaydı. Harika bir piknik günü geçirmiştik, tadı hâlâ damağımda.. Müthiş de yazılıp çizilmişti, sayfalara, ekranlara..
Sade İstinye mi?..
Uludağ'a taşımıştı Cem bizi.. Kar adam.. Kayak yarışları..
Tuzla'ya taşımıştı.. Carting..
Özellikle de bu ülkede pek bilinmeyen, tanınmayan her spor taşının altından çıkardı Cem, Vakko ya da Vakkorama sponsorluğuyla..
Şimdi nerde peki?..
Az düşününce buldum.. O zaman patronun oğluydu Cem.. Zengin Bay Vitali'nin oğlu bol keseden harcıyordu babasının paralarını..
Şimdi işin başında o.. Paralar kendi cebinden çıkıyor yani..
O zaman..
O zaman bizim sporcular, Cem'in çocuklarının büyümesini bekleyecekler ki, zengin babanın hovarda oğlu gene harcamaya başlasın!..