Ortaköy'den Bebek'e kadar ağır ağır gittim, 23 Nisan günü öğle vakti.. O günün bayram, bir ulusal bayram günü olduğunun işareti, izi, iması yoktu sokaklarda..
Ben Amerika'da, İngiltere'de, Fransa'da, Yunanistan, Bulgaristan'da Ulusal Bayram günleri yaşadım..
Daha otelin penceresine yaklaşırken bağırıyordu sokaklar tüm görüntüsü ve gürültüsüyle insana, "Bugün bayram günüdür" diye..
Kent süsleniyor, sokaklar süsleniyor, insanlar süsleniyordu.
İnsanlar bayramı yüreklerinde hissediyor ve coşuyordu.. Ama yerel yönetimler, yerel kurumlar da bu coşkuyu körüklemek için ellerinden geleni yapıyorlardı..
Benim çocukluğumda Türkiye'de öyleydi. Kilis'te, Van'da, Bandırma'da bayramı yaşardık ama, iki gün sonra gazeteler gelince, hele de Ankara ve İstanbul'daki tören ve şölenleri, bu kentin sokaklarını okuyunca nasıl gıpta ederdik.. Ah bir de oralarda olabilseydik?..
Ortaköy-Bebek arası dünyanın en güzel yollarından biridir. Günün bayram olması şart değil. Orda yürümek bayram..
Nasıl ıssız.. Nasıl sessiz.. Sanırsınız sokağa çıkma yasağı var.. Yol boyu evler.. İşyerleri..
Yahu Ulusal Egemenlik Bayramı bugün. Cumhuriyetin temelinin atıldığı gün.. Bir bayrak assanız hiç değilse..
Ulusal gününde Atina, Selanik masmavi olur.. İstanbul'da kırmızı yok.. Coşku yok, sevinç yok, kutlama, kutsama yok..
Ne olmuş bize..
Nerde o çiçeklerle süslenmiş rengarenk araba konvoyları?.. Nerde fener alayları?.. Nerde kentin meydanlarında, köşe başlarında bandolar, müzik gurupları.. Nerde ulusumun coşmuş insanları?..
Sabahtan beri Ortaköy'de oturuyorum, çıt yok.. Matem günü böyle olur.. Niye sabahın erken saatlerinden, gece yarılarına dek Ortaköy bir şölen, bir bayram, bir Toy alanı değil?..
Niye müzik gurupları, orkestralar, dansçıların biri gidip biri gelmiyor?.. Niye İstanbul akın akın Ortaköy'e inmiyor?.
Bölündüğümüzü belirleyen her olayda her türlü çılgınlığı yapıyoruz da, iş bütünleşmeye, bir olmaya gelince, niye kılımız kıpırdamıyor?.
Bir ulus, bayramını böyle mi kutlar?.
Neyiz biz?..