Okurum beni iyi bilir.. "Erkekler ağlamaz" diyenlerden değilim.. En az kırk kez yazmışımdır, Sezen'in "Ağlamak güzeldir/ Süzülürken yaşlar gözünden/ Sakın utanma" deyişini..
Ağlamaktan utanmadım. İçimden ağlamak geldiğinde gözlerimden süzülen yaşları durdurmak için çabam olmadı.
Ama ağlamadım bu defa.. Vallahi de, billahi de ağlamadım.
Okuduğum on yazının on biri, filmin hüngür şakır ağlattığını yazıp, beni şartlandırmış ondan mıydı?. Bütün ağlama sinirlerimi törpü törpü törpüleyecek bir film mi bekler olmuştum kafamda, ondan mı bilmem, Babam ve Oğlum bende Ağlama Duvarı etkisi yapmadı.. Hiç yapmadı..
Çağan Irmak'ı da en çok bu yönden alkışladım.. Bol bol güldürü sahnesi yerleştirdiği filmiyle ağlatmak için hiçbir özel çaba göstermemiş, hatta en "Ağlama sahneleri"ni çekmemiş bile..
Öyle bir ölüm sahnesi yapardı ki istese mesela, Şampiyon'daki gibi, yıkılırdı salon hıçkırıklardan.. Uzak durmuş Çağan.. Zorlama sahnelerden uzak durmuş, hiçbir sahneyi de zorlamamış.. En derin acılar bile anlık sahnelerde şöyle bir hatırlatılmış o kadar..
Çağan Irmak, ağlatmak değil, seyretmek için gidilecek bir film yapmayı başarmış.
İlk iki gününde 35 bin gibi küçük bir rakam varken, gişenin kısa zamanda 200 binleri aşması, filmin seyircisinin kulaktan kulağa dolaşanlarla arttığını gösteriyor ki, en güzeli bu.. Demek gidenler memnun.. Her gören başkasını gönderiyor.
Hemen her Türk filmine yapışan teknik birtakım zaaflarına rağmen, çok iyi oynanmış, çok iyi çekilmiş bir film, Babam ve Oğlum..
Özgün bir senaryosunun olduğunu söyleyemem..
Biraz Aşk Hikâyesi.. Orada delikanlı ile genç kadın arasındaydı aşk.. Bu defa genç baba ve oğlu ile arasındaki aşktan öte sevgi.. Oğlunu tasvip etmeyen baba figürü de orda..
Biraz Fareler ve İnsanlar.. Fikret Kuşkan'ın birkaç tahtası uçuk, saf, ama tertemiz kalbi sevgi ile dolu ağabeyi Yetkin Dikiciler, tam bir Lenny uyarlaması..
Biraz da, Şampiyon, ya da Palyaço tabii.. Çağan senarist olarak tüm bunlardan iyi bir mozayık (Yoksa 'Şerbet' mi demeliydim) kotarmış. Ortaya şirin bir Anadolu öyküsü çıkarmış..
Köy bahçeleri, bağları, ay çiçeği tarlaları, sapları, harmanları ile tam benim köyüm.. Tam benim köy evim, tam benim avlularım.. En duygulandığım sahneler inanın bunlar oldu.. Beni hem de nasıl özlediğim köyüme, hem de nasıl burnumda tutan çocukluğuma götüren sahneler..
Ayrıntılar nasıl ince hesaplanmış.. Filmde görülen bütün sofralar benim köyümde, benim bağımda kuruldu.. Geçiniz.. Yataklara serilen tüm çarşafları, o yıllarda yeni modaydı bu desenler, kullandım ben.. Nerden bulmuşlar?..
Çağan'ın en büyük başarısı oyuncu seçimi ve yönetimi.. Koca filmde boş tek rol yok.. En küçük sahnesi olan, baş rol havasında, heyecanında ve başarısında oynuyor..
Halit Ergenç mesela.. Hepsi iki dakika.. Herkes Çetin Tekindor'u yazıyor.. Şaşkın bir havaları var. Çetin'i benim gibi tiyatrodan tanıyanlar, onun nasıl bir sahne devi olduğunu bilenler içinse o kadar normal ki bu oyun.. Çağan üstelik en teatral sahneleri Çetin için yazınca, büyük ustaya meydanı doldurmak kalmış.. O da harika dolduruyor.. Nasıl bir anıt olduğunu gösteriyor. Hepsi o..
Fikret Kuşkan iyi.. Ege Tanman, çocuk oyuncu, çok çok iyi..
Hümeyra.. Olağanüstü Hümeyra.. Ama ben ona da şaşmadım.. Sinema Hümeyra'yı keşfetmekte çok geç kaldı.. Hümeyra, şov, sahne, ekran, perde dünyasında her şeyi yapabilecek bir yetenekti.. Çok az şey yaptı.. Yazık!..
Şerif Sezer.. Aliye Rona'dan beri boş duruyordu Yeşilçam'da bu yer.. Şerif de olağanın üstündeydi.. Onun başarısına da şaşırmadım.. Onu da biliyor ve bekliyordum çünkü..
Beni filmde asıl hayretler içinde bırakan, ilk defa gördüğüm, adını ilk defa duyduğum Yetkin Dikiciler oldu.. Bu ne müthiş bir oyun, bu nasıl akılları aşan bir tiplemedir..
Oynadığı tüm sahnelerde rol çaldı Yetkin.. Ben Çağan'ın yerinde olsam, bir Fareler ve İnsanlar uyarlaması yapar, Fikret ile Yetkin'i oynatırdım, muhteşem bir ikili olurlardı.
Babam ve Oğlum, büyük seyircilere ulaşmak için, ille de komedi filmleri çekmek, ille de sululukları aka arkaya sıralayan starları oynatmak gerekmediğini kanıtlayan bir film..
İyi film yaparsan duyulur.. İyi film yaparsan, gidilir.
İşin özeti bu!..