Özer Duman'ın yolladığı bu fıkrayı, Düşünce özgürlüğü ne demektir iyi anlasınlar diye, Abdülhamit sansürcüsü RTÜK'e ithaf ederek naklediyorum.
Amerikan dergilerinde yayınlanan fıkranın kahramanları devletlerin başkanları, başbakanları üstelik..
Bush kalp krizi geçirmiş ve ölmüş.. Tabii doğru cehenneme.. Kapıda zebani karşlamış onu..
"Cehennem tıklım tıklım dolu. Sana yer yok.. Ama sen tam cehennemliksin. Bak ne yapacağım.. Burada senin kadar kötü olmayan üç cehennemlik var.. İçlerinden birini serbest bırakacağım. Onun cezasını sen çekeceksin. Tamam mı?. Sana bir iyilik. Kimin yerini alacağına kendin karar ver.."
"Tamam" demiş Bush..
Zebani ilk kapıyı açmış.. İçerde Richard Nixon.. İçi yılanlar, piranalar dolu bir havuza dalıp dalıp çıkıyor.. Cehennemdeki kaderi sonsuza dek bu..
Bush "Ben yüzmeyi ve dalmayı bilmem. Bu bana göre değil" demiş..
İkinci odada Tony Blair.. Elinde ağır bir çekiç.. Etrafta dağ gibi granit kayalar.. Sonsuza dek onları parçalayacak..
"Omzum sakat" demiş, "Bütün gün taş kıramam.."
Zebani sonuncu kapıyı açmış.. İçerde Bill Clinton sırtüstü yatıyor. Ellerini başnın altında kavuşturup yastık yapmış.
İki yana açık bacaklarının arasına Monica Levinsky çömelmiş. En iyi yaptığı şeyi yapıyor..
Bush gözlerine inanamadan bakmış iki dakika.. Sonra sevinçle bağırmış..
"Tamam.. Ben bunu becerebilirim sonsuza dek.."
"Okey" demiş zebani.. "Monica!!! Artık serbestsin. Cezan bitti."