İnsanca maç seyretme hakkımız için tek başımıza bir savaşa başladık. Yaptığımız başlangıçta Don Kişot'un yel değirmenlerine saldırmasına benziyordu.
Ama galiba bugün sizlere biraz olumlu gelişmelerden söz edebileceğim.. İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu ve İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah ile uzun uzun konuştuk.. Şikâyet, yanıt, açıklama falan gibisinden değil.. İki dost sohbeti.. İki dost karşılıklı oturmuş, sorun nasıl çözülür diye fikir üretiyorlar..
Öylesi..
Her ikisine de işin kırılma noktasının polisten geçtiğini anlattım.. Kulüpler, kulüplerin özel güvenlik kuruluşları, federasyon falan hikâye.. Çünkü bunlar zaten bulaşık, zaten suç ortağı kurumlar.. Kediye ciğer emaneti gibi bir şey..
Peki ama polis zaten her maçta orda.. İşte son Beşiktaş-Fener maçında nerdeyse her 10 kişiye bir polis düşüyordu, ama gene rezillik bir para..
Mesele polis göndermek değil. Mesele polisi görev bilinci ile göndermek..
Bunu konuştuk.. İçişleri Bakanı'na da, İstanbul Emniyet Müdürü'ne de ayni şeyi söyledim..
Polis oraya bir tek görev emri ile giderse, sorun kalmaz..
Bir tek görevi olacak polisin..
Tek bir görevi.. "Vatandaşa yardımcı olmak.. Vatan-da-şa yar-dım-cı- ol-mak!!!!!"
Polise diyeceksiniz ki, "Senin görevin vatandaşa yardım etmektir."
Polis bu bilinçle görev yapmaya başlarsa, her şey çok kısa zamanda süt liman olur.. Biz de televizyonlardaki naklen yayınlarda gıpta ile izlediğimiz İngilizler, Fransızlar, ötekiler gibi insanca maç izlemeye başlarız.
Örnek verdim Aksu'ya..
Vatandaş elinde bileti stada girememiş. Kapılar kapanmış.. Çaresiz dolaşıyor.
Hayır. Çaresiz değil.. Polisi varsa, çaresiz olmaz. Olmamalı.. Çare polis..
"Sevgili memur bey kardeşim.. İşte yasal biletim.. İçeri giremiyorum.."
Polis böyle diyen vatandaşı aşağılayacağına, tahkir edeceğine, üzerine köpek salıp, panzerle su sıkacağına, "Bu nasıl olur, gel benimle" dese..
Kapıyı her kim kapattı ise, onu bulsa.. "Açın kapıyı" dese..
Vatandaşı yanına alıp, biletteki yerine gitse, orada oturan kişiye biletini sorsa.. Yoksa kulağından tutup dışarı alsa ve karakola götürüp, içeri nasıl sızdığını soruştursa.. O zavallı da, kendi yeri gasp edildiği için buraya oturmuşsa, bu defa onun yerini haksız işgal eden kişi hakkında karakolda zabıt tutup gereğinde savcılığa başvursa..
Bunlar olmayacak şeyler değil.. Stad etrafında görevli yüz polis, bin polis bu bilinçle vatandaşa, yasal biletli vatandaşa yardım etmeye başlasa, biletsizler karakola alınır olsa, bir dahaki, olmadı, öteki maçta bu sahneler bir daha yaşanır mı?..
"Bana yetki verin, üç haftada çözeyim" derken formülüm bu.. Kolay, basit, uygulanır.. Ben keşfetmedim. Eloğlu böyle sağladı dirlik ve düzeni..
Polis iyi vatandaşa yardımcı olursa, kötüler ortadan kaybolur..
Polis iyi vatandaşı iter kakar, döverse, kötüler meydanı boş bulur ve azar..
Hem bakana, hem müdüre ayni şeyi söyledim..
"Gösterge merdivenler.. Şeref tribününden baktığınızda merdivenler bomboşsa, oralarsa kimseler oturmuyor, dikelmiyorsa, o stadda asayiş berkemaldir. Merdivende adam varsa, bilin ki, ipsizi, sapsızı, korsanı, hırsızı, holiganı içeri sızmış ve masum vatandaşın yerini gasp etmiştir. Merdivenlerde gördüğünüz her kelle, hakkı gasp edilmiş bir vatandaş, her kelle bir suç, her kelle polisin bir suça göz yummasıdır. Merdivenlerin bomboş olmasını sağlayan polis sorunu temelden, kökünden çözer.. Hem vatandaş biletini aldığı yere insanca oturup maçı izler, hem de holigan çeteleri, bedava içeri alınıp, vatandaşı yerinden kovarak çöreklenip, tribün terörü yaratma fırsatı bulamazlar."
FIFA ve UEFA, her seyircinin oturmasını ve merdivenlerin mutlak boş kalmasını emreder, gözlemcileri ile izler.. Çünkü araştırmalar göstermiştir ki, insanların yerlerinde oturduğu ve merdivenlerin boş olduğu stadlarda holiganizm en alt düzeye inmiştir.
Gerek Aksu'ya, gerekse Cerrah'a ne demek istediğimi bu sohbetlerde çok iyi anlattığımı sanıyorum..
Onlar da polislerine ayni açıklıkta anlatabilir, hele uygulatabilirlerse, o zaman sadece stadlar güzelleşmekle kalmaz, polis ile vatandaş arasındaki sevgi, saygı ve güven sorunu da kökünden çözülür..
Çünkü stadlar, polisle vatandaşların en çok karşı karşıya geldiği mekânlardır.
Burada karşılıklı sevgi, saygı ve güveni sağladınız mı, çok büyük mesafeler alırsınız..
Önümüzdeki hafta maç yok.. Yani.. Polise bu yeni bilincin yerleştirilmesi, bu yeni emrin anlatılması için az sayılmayacak bir zaman var.
20 Kasım haftasında, tribünleri ve merdivenleri yakından izleyeceğiz..
Devletin ve polisin gücünü 20 Kasım haftasında sınayacağız..