Galatasaraylı futbolcular Rijkaard'ın "Her oyuncu maçın sorumluluğunu bilerek ve neticeyi gözeterek oynamalıdır" sözünü sahada uygulayınca Ankaragücü maçı zor geçmedi. Galatasaray golü erken bulmasına rağmen hücum konusunda isterik olmadı. Akıllı ve kontrollü oynamak Ankaragücü önünde Galatasaray'ın yol haritası oldu. Oyuncular rakibin üstüne paldır küldür gitmedi. Rakibini hızını kesmek, temposunu düşürmek için ayağa isabetli pas oynamaya gayret gösterdiler. Bu yüzden topa daha çok hükmeden Başkent ekibiydi ama akıllı hücum eden hep Galatasaray oldu.
Dos Santos'un etkisiz, Elano'nun kaçak oynadığı maçta Galatasaray 9.5 kişiyle mücadele etti. Rijkaard iyi ki; Mustafa Sarp ile Barış'ı göbeğe koydu. Bu ikili Eskişehir maçında yaşanan orta sahadaki zafiyeti ve dağınıklığı toparladı. Ayağındaki topları isabetli pasa dönüştürme konusunda istikrarlı olmasa da Barış takıma dinamizm pompaladı. Barış özellikle ikili mücadelelerde başarılıydı, hem savunmaya yardım etti hem de hücuma destek çıktı.

'ALİ SAMİ YEN TAKIMI' OLDU
Sarp gecenin yıldızıydı. Buluştuğu topları aklıyla doğru kullandı, Ankaragücü'nün kritik olacak pozisyonlarında toplara ve rakibe doğru zamanda doğru yerde müdahale etti. Bir gerçek var ki; Galatasaray, Ali Sami Yen takımı oldu. Seyirci desteği ve gücü oyuncuların daha iyi motive olmalarını, daha coşkulu ve istekli oynamalarını sağlıyor. Bu futbolu Galatasaraylı oyuncular deplasmana taşıyamıyor. Dışarıda kazanılan ve kaybedilen maçlarda oynanan oyun bunu kanıtlıyor. Özellikle Keita tribün sevgisini hissedince büyük keyif veriyor. Keita kafaca öyle konsantreydi ki; attığı gol öncesi topu çalışı, kaleciden aşırışı ve kaleye vuruşu dört dörtlüktü.
Galatasaray'ın farklı kazanmasında Keita skora tek başına katkı yaptı. Keita, ayrıca Baros'a attırdığı golle de 140 gün sonra futbola dönen Çek oyuncu için moral oldu.
Caner-Sabri ikilisi çok çalışkandı ve kanat bindirmelerinde Galatasaray'ın hücum etmesinde etkili oldu. Dos Santos'un yerine Arda olsaydı maç çok önceden farka giderdi.
Not: Elano ve Dos Santos sorumluluk almaktan kaçıyorlar. Bu iki oyuncu Dünya Kupası'nı düşünüyor olacaklar ki; ikili mücadelelerde topa ayak sokmaktan hep kaçınıyorlar.