Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SALİH TUNA

Yine sıvışmayın ama!

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) sanki dersin varyant pazarlamacısı. Gün geçmiyor ki yeni bir varyant haberi vermesinler!
En son merkez üssü Kolombiya olan MU varyantı çıkmış!
Sevabıma şu ek bilgiyi vereyim: Güney Afrika'da keşfedilen Beta varyantına benziyormuş. Fakat, Beta varyantının neye benzediği konusunda bilginiz yoksa bu bilgi işinize yaramaz.
Aşı olmayı düşünmüyorsanız zaten hiçbir varyant bilgisiyle işiniz olmaz.
Gerçi aşı olduysanız veya olacaksanız da işinize yaramaz. Çünkü DSÖ'nün demesine bakacak olursak, MU varyantı aşılara da çok dayanıklıymış.
Ne mi yapacaksınız?
Yeni dozlara bakacaksınız; 4, 5, 6... Artık hangisi kurtarırsa.
Biliyorum; sağlık konusu şaka kaldırmaz ama dalgalar, varyantlar, dozlar şaka gibi, biri biterken öteki başlıyor.
E tabii ilaç şirketleri memnun. Zira varyantlar tecime gayet elverişli.

***

"Aşı karşıtları" seslerini duyurmak için miting yapacaklarmış... Bence sesleri gayet duyuluyor. Aşı olmayan milyonlarca insanın varlığı bu sesin kanıtı. Ama kendileri bilir; "arzular şelale."
Mitingcilerden sevgili Abdurrahman Dilipak sosyal medya hesabından, "Vicdan sahibi aşı olanları, aşı ve PCR dayatmasına karşı çıkmaya..." çağırıyor.
"PCR dayatmasına karşıyım ama aşının mecburi olmasından yanayım" diyenleri vicdani bakımdan nereye koyuyor, bilemiyorum.
Lakin, PCR dayatması gerçekten tuhaf. Yüzde 50 isabetli tanı kiti sonuçta. "Yazı turada da olasılık yüzde 50" diye sarakaya alanlar hepten haksız sayılmaz.
Bir de ilk mektep çocuklarının ağızlarındaki o bezler fakire göre de hiç "sağlıklı" durmuyor.
Gelgelelim, sağlık / pandemi konusunda "uzman" değilim. Haliyle, Dilipak'la devam edelim. Aşı karşıtı miting için attığı tweet'te şöyle diyor: "Aşı olanların dörtte biri pişman, dörtte biri mecbur olduğu için aşı oldu. Pişmanlar zaten bizimle birlikte..."
Pişmanlık ve mecburiyet oranlarını nasıl saptamış, bilemiyorum.
Benim bildiğim bir sonraki tweet'inde bu oranı artırmış: "Biliyoruz onların çoğu mecbur olduklarını düşündükleri için istemeden aşı oldular. Ve, bu aşılar 2, 4, 6, 8 diye artarken, artık size çip takalım demeden, 'biyolojik insan neslinin son türü' olmadan gelin birlik olalım..."
Çok orijinal değil mi?
Hayır, "Biyolojik insan neslinin son türü" ifadesini demiyorum. Onu İsrailli tarihçi Prof. Yuval Noah Harari de söylemişti.
"Aşıları 2, 4, 6, 8 diye artıracaklar, en sonunda da 'Size aşı tutmuyor çip takalım' diyecekler..." şeklindeki düşünce çok orijinal.

***

Aşı karşıtı mitingi 10 parti destekliyormuş. Öyle diyorlar.
İçinde "Anadolu" geçen bir parti var, adını unuttum. Kesin katılacakmış. Bir de Ümit Özdağ'ın "adıneydiherneyse" bir partisi var. "Aşı, mültecilerin çoğalmasına neden oluyor!" diyerek onu kafaya almakta zorluk çekmezler. Geriye kaldı 8 parti, bunlar hangisi?
CHP, İYİ Parti, HDP derseniz, aşı olmayana fırınlar ekmek vermesin diyecek kıvamdalar. (Engin Özkoç'a zaten her gün aşı vursanız, bana mısın demez!)
Varsayalım ki aşı karşıtı dostlarımız "seslerini" duyurdular ve "dayatmaların" alayının iptal edilmesini sağladılar.
Bu sefer de İstanbul Sözleşmesi gibi olmasın ama!
Hani sabah akşam kıyametleri kopartmışlar, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı neredeyse aile düşmanı ilan etmişlerdi. Sözleşme kaldırılıp da muhalefet Erdoğan'a karşı kıyasıya saldırıya geçince suspus olmuşlar, adeta sıvışmışlardı.
Yine biz kalmıştık ortada!..
Hayır sorun değil de, Süleyman Nazif'in "Ey ehli vatan dediler ayağa kalkın, kalktık / Onlar oturdu biz ayakta kaldık" haline düçar olmak bir hobi olarak bile ilgimi çekmiyor.

Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA