Polis romanı okumak bilmece çözmeye benzer. İpucu ararsınız. Çoğu zaman anahtar bir ayrıntıda bulunur.
İzmir'deki öğretmen cinayeti korkunç olduğu kadar "değişik" bir bilmece. Ayrıntıları çok çarpıcı. Fail belli. Ama niçin işlenmiş? O sorunun yanıtı yalnız olaya değil, toplumumuzun geneline ışık tutabilir.
Aylar önce İKÜ Yayınevi'nin çıkardığı "Namus Cinayetleri" kitabında ülkemizdeki birçok şiddet olayının akla ziyan içeriği derinlemesine sergilenmişti. Üniversitedeki geniş katılımlı toplantılarda da sorunu uzun uzun tartıştık. Yani konuda azıcık uzmanlaşmış gibiyim.
Son olayın kurbanı kıt bilinçli bir insan değil. Fen ve teknoloji öğretmeni bir kadın. Tiyatronun hem meraklısı, hem de uygulayıcısı. Geçen yıl Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla sahnelenen oyunun bir bölümünü yazmış, bıçaklanarak öldürülen kadın rolünü de oynamış.
Yani tam o sorun üstüne kafa yoran, aktif, güler yüzlü bir aydın. Hoyratlık ya da aşırı baskıyla öğrencilerini çileden çıkaran faşist tipli bir öğretmen olmaktan çok uzak.
Fail 14-15 yaşında, Facebook'ta kendisi için "Benim bir adım zalim, bir adım serseri" yazan bir oğlan. Geçen yıl sınıfta kalmış. Kendi kolunu jiletle kesiyor sık sık. Arkadaşlarına kâh yardımcı, kâh saldırgan. Öğretmenlerine hep saygısız, hatta tehditkâr. O kadar ki, olaydan bir gün önce evlerinin önünde bıçakla tahta yontarak çevredekilere "Öldüreceğim, böyle keseceğim" diye efelenebiliyor.