Türkiye'nin en iyi haber sitesi
REFİK ERDURAN

Geç kâğıdı

Polis romanı okumak bilmece çözmeye benzer. İpucu ararsınız. Çoğu zaman anahtar bir ayrıntıda bulunur.
İzmir'deki öğretmen cinayeti korkunç olduğu kadar "değişik" bir bilmece. Ayrıntıları çok çarpıcı. Fail belli. Ama niçin işlenmiş? O sorunun yanıtı yalnız olaya değil, toplumumuzun geneline ışık tutabilir.
Aylar önce İKÜ Yayınevi'nin çıkardığı "Namus Cinayetleri" kitabında ülkemizdeki birçok şiddet olayının akla ziyan içeriği derinlemesine sergilenmişti. Üniversitedeki geniş katılımlı toplantılarda da sorunu uzun uzun tartıştık. Yani konuda azıcık uzmanlaşmış gibiyim.
Son olayın kurbanı kıt bilinçli bir insan değil. Fen ve teknoloji öğretmeni bir kadın. Tiyatronun hem meraklısı, hem de uygulayıcısı. Geçen yıl Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla sahnelenen oyunun bir bölümünü yazmış, bıçaklanarak öldürülen kadın rolünü de oynamış.
Yani tam o sorun üstüne kafa yoran, aktif, güler yüzlü bir aydın. Hoyratlık ya da aşırı baskıyla öğrencilerini çileden çıkaran faşist tipli bir öğretmen olmaktan çok uzak.
Fail 14-15 yaşında, Facebook'ta kendisi için "Benim bir adım zalim, bir adım serseri" yazan bir oğlan. Geçen yıl sınıfta kalmış. Kendi kolunu jiletle kesiyor sık sık. Arkadaşlarına kâh yardımcı, kâh saldırgan. Öğretmenlerine hep saygısız, hatta tehditkâr. O kadar ki, olaydan bir gün önce evlerinin önünde bıçakla tahta yontarak çevredekilere "Öldüreceğim, böyle keseceğim" diye efelenebiliyor.

***

(Önemli not: ağabeyi hapiste.)
Ertesi gün sınıfa zamanında gelmeyince Sevilay öğretmen tarafından "Geç kâğıdı al" diye müdür odasına yollanıyor. Getirdiği kâğıdı onun yüzüne fırlatarak "Seni öldüreceğim" diyor, çıkıp gidiyor. Öğretmen müdüre, müdür ana babaya ve polise haber veriyor.
Onlar hepsi toplanır, güvenlik konusunda bakanlık kaynaklı "veli sözleşmesi" imzalarken oğlan evden alıp getirdiği bıçakla karşıdaki odada öğretmeni öldürüyor.
Sonuç trajik olmasa, görüntü karikatür...
***

Sonra?
Olay lanetleniyor, oğlana beddua yağıyor, "Kınıyoruz" pankartlarıyla yürüyüşler düzenleniyor. Kentin Milli Eğitim Müdürü demeç veriyor: "Güvenlikle ilgili her türlü tedbir, güvenlik görevlisi, güvenlik kamerası vardı."
Evet, varsa yoksa güvenlik! Oğlan ifadesinde "Kafamı bozdular" diyor. Kafasını neyin, kimin, nasıl bozduğunu sormuyor kimse.
En önemli ipucu: Geçen hafta sigara içtiği bildirilmiş okuldan eve. Baba ne yapmış? "Benim iki oğlum niye bu hallerde?" diye düşünmemiş hiç. Kendi rolünü gözden geçirmek aklına bile gelmemiş. Dövmüş oğlanı.
Aslında hepimizin "Toplumumuz niye bu hallerde?" diye düşünmemiz gerek. Gerginlikler artıyor. Her kesimde ve çıkarlarla açıklanamayacak konularda sürekli gırtlak gırtlağayız.
Toplum ölçekli cinayetlerden kaçınmak istiyorsak, birbirimizin kafasını bozmaktan bir an önce vazgeçmek zorundayız. G
ecikiyoruz.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA