Türkiye'nin en iyi haber sitesi
REFİK ERDURAN

Sürüm sürüm

Derin derin düşündüğünüz oluyordur ara sıra.
İyidir, düşünün. Vaktiniz elverirse "derin" sözcüğünün anlamı üstüne de azıcık kafa yorun bir zahmet.
O iki hece aklınıza neyi getiriyor? Kuyunun dibini mi, okyanusun tabanını mı, yanardağın sarnıcını mı?
En karanlık ve en müthiş derinliğin adresi için o kadar uzaklara gitmeye gerek yok. Aynaya bakın, gözlerinizin içine. Onların penceresi olduğu beyninizin yapısını düşünün, aynı uzuvda depolanmış bilgileri kullanarak.
Evrim sırasında en ilkelden en yeniye doğru gelişmiş katmanlardan oluşur beyniniz. Yüzeyde bugünkü bilinçli benliğiniz var: uygar insan. Altlarda bir tür robot: nabzınızı, ısınızı, nefesinizi otomatik biçimde denetleyen bölümler.
Daha, daha derinlere gidin. Sonunda bir canavar organı çıkar karşınıza: "sürüngen beyni" denen, çağdaşımız timsahların kafalarındakine benzer bir ilkel yırtıcılık kalıntısı.
Kızdığınız anda içinizden yükselen, belki farkına bile varmadan hemen bastırdığınız parçalama hırsı işte o hücre kümesinden kaynaklanıyor. Bütün cinayetlerin ve savaşların faili de o nesnecik.

***

Üstünde düşünmeye değer bir başka sözcük olan "barış" insan icadıdır. Doğada yoktur. Birbirini yemektir biyolojik düzenin temel kuralı.
İnsanoğlu evrenin harikası sayılmaya layık zekâsından yararlanarak o sınırı aşmaya, kendi sürüngen beynini yenmeye çalışmakta. Gazete sayfalarımızı ve ekranlarımızı dolduran barış çabaları hep o atılımın parçaları.
Başbakan bugünkü konuşmasıyla akıl dışı bir iç çatışmayı dizginleme derdinde. Rumlar ve Ermenilerle yıllanmış kavgaları sona erdirmeye bakıyoruz.
Barack biraderimiz ve Hillary bacımız da dün bir başka yılan hikâyesinin kuyruğuna yapıştılar yine: İsrailliler ile Filistinlileri barıştıracaklar.
Elbette alkışlamak gerekir ama, gerçekçi bir bakışla başarı şansı ne?
Netanyahu Hazretleri'nin koalisyon ortağı Şas Partisi'nin ruhsal önderi sayılan bir ünlü haham var: 89 yaşındaki Ovadia Yosef.
Haham dediğiniz, din adamı. Din ne demek? Hiç değilse teoride, insanları insanca davranışlara davet eden bir inanç sistemi. Sayın Yosef'in de ahir ömründe barış girişimi yeniden başlatılırken bir hayır dua lütfetmesini beklersiniz, değil mi?
Çok beklersiniz. Laiklik yanlısı Yahudilere, özgürlükçülere, kadınlara, eşcinsellere ve hoşlanmadığı herkese ateş püskürmekle nam salan bu pirifani barış konusunda da yalnız beddualar ederek zehir salgılamış. Bütün Filistinliler için "Yok olup gitsinler" buyurduktan sonra, onların devlet başkanı Mahmud Abbas'a ilişkin düşüncesi sorulunca veciz bir temennide bulunmuş:
"Vebaya yakalansın!"

***

Bilirsiniz, çok bulaşıcı bir illet olan veba tarih boyunca milyonlarca can almıştır. Öfke ve nefret de bulaşa bulaşa salgına dönüştü mü, günümüzün öldürme teknolojisi ile milyarlarca insanı yok edivermesi işten değildir.
Bereket versin, illetlerin ilacı zekâ devreye girebilmekte. Onun yarattığı antibiyotikler vebanın önünü kesti; günümüzde pek görülmüyor.
Aynı zekâ ile, Yosef gibilerin saçtığı kin virüsü arasında da bir ölüm-kalım savaşı var. Her yerde yaşanmakta irili ufaklı cenkler.
Washington'da, Tel-Aviv'de, Erivan'da, Lefkoşa'da, Diyarbakır'da...
Ben türümüzün kendi sürüngen beynini yeneceğine inanıyorum.
Yoksa sürer gider insanlığın sürünmesi.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA