Türkiye'nin en iyi haber sitesi
REFİK ERDURAN

Gözlere mukayyet oluna!

Hayır, gülerim ağlanacak halimize demiyorum. Ağlanacak halimiz yok çok şükür. Gülünecek halimiz var. Gülüyorum.
Oktay Akbal'ı yakından tanımam ama severim. Gerçekten severim. İyi edebiyatçı olmanın ötesinde, iyi kalpli, iyi niyetli, düpedüz iyi insandır. Çok da sempatiktir.
Gelgelelim... Sempatisi tamam da, empatisi ne kadar?
Aslında pek önemli bir sorun oluşturmayan referandum konusundaki tartışmalar öylesine kızıştı ki, basın arenasında o kavgaya girince efendiler efendisi Akbal'ın bile adrenalin düzeyi yükseliveriyor. Dün hedefinde kimler vardı, biliyor musunuz? Kendi deyimiyle:
"Gözü dönmüş evetçiler."
Rastlantıya bakın. Aynı gün Orhan Pamuk da evet diyeceğini açıkladı.
Düşünün: gözü dönmüş bir Orhan Pamuk...
Kahkahayla güldüm.
Şimdi onun yandaşları da Akbal'a azgın hayırcı derlerse? Karşılıklı paranoyak nitelemeler sürüp gider: ipini koparmış evetçiler, zincirden boşanmış hayırcılar, kudurgan evetçiler, ısırgan hayırcılar...
Edebiyat sözcüğü ile edep arasında akrabalık vardır. O alanda zarif ürünler verenlerimiz bu yola giriyorlarsa...
12 Eylül'e kadar kapılarınızı kilitli tutun.

***

Efendilikten söz edince Bülent Arınç'ı ve son vukuatını düşündüm.
Kendisi bağımsız görünmekten hoşlanır; olgun ve sıra dışı davranışlarıyla dikkat çeker. Uzayan gazeteci tutukluluklarının cezaya dönüşmesine geçenlerde karşı çıkmasıyla da puan topladı.
Ancak, bir gezisini izlemek için yetkisinin kapsamındaki TRT'nin görevli göndermemesini "Onlar iş bittikten sonra gelirler" diye kınayınca ve maiyetindekilere "Yazın bir kenara, yan gelip yatmasınlar" deyince de puan kaybetti.
Eski "Şark" âdetidir: büyüklerin emrindekiler onların egolarına hava basma derdiyle peşlerinde koşuşur, önlerine kırmızı halı döşerler. TRT ise özerk olması gereken bir TC kuruluşudur. Kimsenin gururunu okşamakla görevli değildir.
Yayınlarını beğenirsiniz, beğenmezsiniz. Ama onları gerçekleştirmek için pek çok kişinin her gün harcadığı emeği yok saymak, gezi izlemediler diye yan gelip yattıklarını söylemek haksızlıktır.
Sayın Arınç'ın TRT yayınlarının içeriğiyle ilgilendiğini duymadık. İlk eleştirisinin kendi egosuyla ilgili bir konuda gündeme gelmesi hoş değil.
***

Uygarlığın gelişmesi insanın insanlaşmasıdır.
Tersi nedir?
Hayvanlaşma.
Öldürmek "hayvanca" davranışların başında gelir. Başka yaratıklar bunu kendi türlerinden bireylere karşı nadiren yaparlar. İnsanlar arasında ise o olay çok yaygındır. Adına savaş deyip milyonlarca türdeş canı alabiliriz.
Barış zamanında aynı şeyi yapan kişinin adı cani olur. Cezalandırılır.
Yakın zamana kadar o cezalar arasındaki idam da yaygındı dünyada. Suç önlemede işe yarayıp yaramadığı tartışılırken hep bireylerin üstündeki etki düşünüldü, cezayı veren devletin ve dolayısıyla toplumun üstündeki etkisi hesaba katılmadı.
Sonunda fark edildi ki önemli olan idam edilenin başına gelenden çok taammüden insan canı alan devletin canavar durumuna düşmesi. Bunun seyrine bakan toplumun da duyarsızlaşması, gaddarlaşması, hayvanlaşması.
Türkiye gecikerek de olsa kurtuldu o ayıptan.
Ama şimdi referandum curcunası içinde konu hortlayıp yine gündeme geldi. Bir lider "Öcalan'ı asalım diye tutturdum ama dinletemedim" demekte.
Ne olurdu öyle bir halt edilseydi?
Kinler daha beter kemikleşir, dişler daha öfkeyle gıcırdar, duygular akılların daha ötesine geçerdi.
Düğümler kördüğüm olurdu.
O zaman önleyenlere, bugün de gözlerin büsbütün dönmemesi için toplumu akıl yoluna çağıranlara selam!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA