Dünkü yazımda Koç Holding'e yapılan maliye ve polis baskını sonrası yaşanabilecek gelişmeleri yazmaya başlamıştım. Dün de söylediğim gibi Recep Tayyip Erdoğan hükümetleri Türkiye'nin tüm holdingleriyle büyümesine ve kalkınmasına odaklandı. Eski defterleri karıştırmadı...
Türkiye'nin kurumsal kimliği ve finansal bütünlüğü en sağlam holdingi olarak Koç Holding de bu süreçte en fazla kazanan grup oldu...
İstanbul sermayesinin diğer aileleri de çok kazandı ama bu fırsatları Koç Ailesi kadar neticeye çeviremediler. Öte yandan o holdinglerin yorumuna göre hükümet Koç Holding'i özellikle çok kayırdı, hukuken sıkıştığı birçok noktada önünü açtı...
Koç Holding'in elinde sadece Tüpraş, Opet ve Yapı Kredi Bankası kalsa ve Tofaş, Arçelik, Beko, Ford Otosan, Aygaz, Otokar gibi dev markalara bir anda devlet el koysa bile yine açık ara en büyük grup Koç Holding'tir...
Şu an Türk iş dünyasının tek ama tek lokomotifi Koç Holding'tir. İstanbul sermayesi Koç'lara haset etse de, Koç Holding'in davrandığı yöne döner ve ona göre vaziyet alır. Buna 'muhafazakar sermaye' denilen şirketlerin önemli bir kısmı da dahildir. Ama tabii Koç Holding'in ticari itibarı devlet nezdinde bir anda sarsılırsa bu 'vaziyetçiler' hemencecik dümen kırıp sizi satabilir. Bunun geçmişte örnekleri oldu...
DEVLETÇİ DÜZENDEN NEMALANMIŞ BİR GRUP
Çünkü Türk siyasal ve ekonomik sisteminde patronların patronu 'devlet'tir... Koç Grubu da bu devlet-merkezli ekonomik düzenin liberalleşmesi için bugüne kadar hiçbir şey yapmamıştır. Tam aksine bu devletçi düzeni desteklemiş ve bundan da epey nemalanmış bir gruptur kendileri.
Öte yandan tüm 'muhafazakar sermaye'nin bu dönemdeki kazancını toplasanız Koç'un kazancının 10'da biri etmiyor. Türkiye'de sermayenin el değiştirdiği büyük bir palavradır...
Bunda 'muhafazakar sermaye' denilen şirketlerin önemli kısmının inanılmaz beceriksiz,sümsük ve öngörüsüz olmasının çok büyük payı var. Yıllarca sistem tarafından dışlanmanın getirdiği ezikliği ve korkaklığı Erdoğan gibi bir büyük lidere rağmen aşamıyor bazı muhafazakar işadamları...
Erdoğan da bu yüzden birçok büyük iş noktasında kendi yaşam tarzına yakın olan bu kesimi değil, İstanbul sermayesini tercih etti. Çünkü önemli olan Türkiye'nin toplam büyümesiydi. İşi en iyi kimin yapacağı önemliydi...
Ama Erdoğan sayesinde başarıdan başarıya koşan, son 10 yılda Vehbi Koç'un 95 yıllık hayatında kazandığından daha çok kazanan Koç Holding günümüz Türkiyesi'nin dünkü yazımda izah ettiğim asimetrik iktidar savaşlarında nasıl pozisyon aldı?
Koç Grubu ticari olarak yoluna bakmak varken niye demokratik siyaset kurumu üzerinde vesayet kurma girişimine dahil oldu?
İşte son yaşananların sırrı burdadır...