Fitch 10 yıl önce, bizimle aynı dönemde borçlarını yapılandıran Arjantin'in notunu beş kademe düşürüverdi. Oysa 2010'da ödemelerini yapmayan batık Yunanistan'a bile çok geç not vermişti. Arjantin, geçmişe dönük kısmi tahvil ve bono ödemeleriyle ilgili sorun yaşıyor. İtiraz, yıllar önce New York Mahkemesi'ne taşındı. Olup biteni izleyen Fitch, bu defa ödemelerin gecikmesini affetmedi. Reyting şirketi olarak batık Yunanistan'a destek verirken, sorunu küçük boyutlu olan Arjantin'e köstek oluyor.
Çünkü Yunanistan'ın çöküşünün euro bölgesini altüst edeceğini, küresel bir kaosa yol açacağını düşünüyor. Arkasına AB ve IMF desteğini alan Yunanistan'ın borçları azaltıldı. Kalan borç ve faiz ödemeleri ötelendi, ek finansman sağlandı. Fakat Yunanistan'a destek veren IMF ile AB mutabakatı yıl sonunda bitiyor. O zaman ne olacak?
***
Siyasi istikrar analizi yapan
S Bilişim, borç yapılandırmasının Yunanistan'ın son şansı olduğunu, 2013'te küresel finansal ortamın değişeceğini düşünüyor.
Büyüyemeyen AB, 90'lı yılların Japonya'sı gibi olma riski taşıyor. O yüzden
İspanya ve
İtalya'ya Yunanistan'ın şartları sunulmayacak. Kamu yükümlülüklerini azaltıp, azalan tüketici güvenini sağlamaya çalışan AB ülkelerinin mevcut mali yükleri kamuca paylaşılmış gibi görünse de finansal açıklarını hangi kaynaklarla kapatacakları belli değil.
Özellikle finansal işlem vergisi, merkez bankalarının bollaştırılmış likiditeden çıkış stratejisini açıklayabilir. Ama bu sorunu çözmez ki! Para basma yeteneği olmayan kamu, mecburen vergiyi artırıp, harcamaları kısacak. Bu da,
Sosyal Avrupa'nın tasfiyesi anlamına gelen yeni bir tartışmayı başlatır. O yüzden AB üyeleri gelirler, tasarruflar, özel kesimin tasarruf yetenekleri üzerinde çok ciddi kafa yoruyor. Yol haritalarını çizmek isteyen yüksek likiditeye sahip küresel ölçekli zincirler, sorunsuz özel şirketler ise sabırsızlıkla kamunun yapılandırmasını bekliyor.
***
2013'te
200 milyar dolar kaynağa ihtiyacımız var. Çoğu özel sektöre ait
142 milyar dolar dış borç ödeyeceğiz. Orta Vadeli Program'da belirtildiği gibi
60 milyar dolar cari açık olacak.
Bu kaynağı nasıl bulacağız?
Hükümet bugüne kadar, sıcak ya da soğuk fark etmez, para sahiplerine, "
Benim ayrı bir hikâyem var. Para ve mali politikam iyi. Bana para getirirseniz, para kazanırsınız" dedi.
MB, buna özgü bir politika seti ortaya koydu. Likidite akışına göre pozisyon aldı,
faiz koridoruyla likiditeyi yönetiyor. Mali politikayla, "Türkiye'ye akış fazla olursa ulusal para değer kazanır. Enflasyon düşer, tersi olursa ulusal para değer yitirir, enflasyon patlar" tezi işlendi. Aynı tez 2013'te de sürecek.
Bu hikâyeyi ne bozar?
Siyasi istikrarsızlık ve jeopolitikte endişeye gebeyiz.