Temmuz sonu, ağustos başıydı. Gece yarısı yapılan bir telefon görüşmesi İtalya'da tozu dumana katmış, ortalık birbirine girmişti.
İtalya Merkez Bankası Başkanı Antonio Fazio'nun, Banca Popolare İtaliana'nın yetkilisi ile yaptığı telefon konuşmaları basına yansımıştı. Telefondaki bankacı, "şu an yanınızda olsam, sizi alnınızdan öperim" diyordu.
Konu, Antonveneta ve Banca Popolare İtaliana'nın birleşmesiyle ilgili ABN Ambro'nun teklifinin engellenmesiydi.
Hollanda ve İspanyol bankaları, çekirge sürüsü gibi İtalyan bankalarına saldırmış, satın alıyorlardı.
İddialara göre İtalya Merkez Bankası Başkanı Fazio, Antonveneta'nın satışında tavrını İtalyan bankalarından yana koyarak bir ölçüde "ulusalcı" davranmıştı
AB soruşturma başlattı
Bu tavır, AB Komisyonu'nu harekete geçirdi.
Komisyon, paranın serbest dolaşımının engellendiğini düşünüyor, ayrıca birliğe dahil bir ülkenin, diğer bir birlik ülkesinin serbestçe iş yapma şartlarını ortadan kaldırdığına inanıyor.
Bu gerekçelerle İtalyan Merkez Bankası hakkında soruşturma başlatılmış olmasına rağmen hala İtalyanlar bildiğini okumaya devam ediyor.
Yıllardır koalisyonlarla yönetilen İtalya, politik istikrarsızlığı da kendine göre bir reçeteyle yorumlamış. O yüzden bankacılık sisteminin yer aldığı para mabedinde "güçlü muhafazakârlık" sorun yaratmıyor.
Muhafazakârlık ölçüsü
İtalya'nın ikinci büyük bankası UniCredito, aynen İtalya Merkez Bankası ve diğer İtalyan bankaları gibi çok muhafazakâr. Sürekli banka satın alıyor, birleşmeler yapıyor. Çizgisini değiştirmiyor.
Hedefi, AB'nin beşinci büyük bankası olmak.
UniCredito, Türkiye'de de yoluna Koç Grubu ile devam ediyor. Koçbank ile birleşmenin ardından şimdi de portföye Yapı Kredi Bankası girdi.
Üstelik çok muhafazakar bir anlaşıyla, çok temiz bir sayfayla öyle bir başlangıç yapıldı ki, tüm zarar bir anda yatırımcıların üzerine yıkılıverdi.
Burada huhafazakarlık ölçüsünün kaçtığı kesin.
UniCredito, kendi ülkesinde böyle bir temiz sayfa açmaya kalksa acaba Başkan Fazio, ne yapardı?
Çağrı ve birleşme fiyatı
Bu durumda kaybeden kim? Gördüğünüz gibi kaybeden, ne YKB'nin eski sahibi, ne de YKB' nin yeni patronları. Kaybeden küçük yatırımcı ve Türk halkı. Faturayı onlar ödeyecek.
O yüzden YKB'nin 100 binin üstündeki yatırımcısı açısından duruma bakalım.
SPK, en geç önümüzdeki hafta sonu birleşme fiyatını açıklayacak. Dünden itibaren YKB'de çağrı ve birleşme fiyatı konusu görüşülmeye başlandı.
Zaten SPK, bir ay önce Koç Finansal Hizmetler'in (KFH) hazırladığı yeni bilançoyu incelemiş ve bilançoyu KFH'e geri göndermişti. Ve demişti ki;
"Öncelikle yüzde 15 oranındaki indirimi gözden geçirin.
Defter değeri olmadan gayrimenkul değerlemesi yapın, gayrimenkul değerlemelerinizde sorun var.
Turkcell'deki opsiyon sözleşmesindeki indirimi düzeltin.
Mevcut bilançoyla biz, çağrı fiyatını ve birleşme fiyatını belirleyemeyiz."