Libya hükümetinin demokrasi standartlarına erişmediği, askeri müdahale gerekçesi olabilir mi? Eğer böyle bir "gerekçe" icat ediliyorsa, NATO'yu da aşan bir "Uluslarüstü Güç" yapılanmasına tanık oluyoruz.
BRIC ülkelerinin kaygıyla izlediği Libya'da askeri müdahaleye zemin hazırlayan Birleşmiş Milletler kararını açıkça eleştiriyor; Koalisyon müdahalesini; Orta Çağ'daki Haçlı Seferi'ne benzetiyor.
Mısır, Yemen ve diğer isyan kuşağı ülkelerinde olan bitene bu kadar aldırmayan BM'nin Libya duyarlılığı (!) petrolü yönetme güdüsüne dayanıyor kuşkusuz. Başbakan Erdoğan; yeraltı kaynaklarının, zenginliklerin "birilerine dağıtımı" ile "halkın demokrasi taleplerini gerçekleştirmeyi" birbirine karıştırmamak gereğine işaret ediyor.
NATO'nun devre dışı bırakılıp "Koalisyon Güçleri" ile yürütülen bu operasyonlarda sivil halkı savaşın yıkımından uzak tutmak, inandırıcı gelmiyor bize. Hele ki Koalisyon güçlerinin bombaları gözümüzün önünde sivillerin tepesine yağarken...
Libya'daki demokrasizlik, kimin umurunda... Elinde böylesine kaliteli petrol bulunan ülkenin, "uygun fiyatlarla" gelişmiş dünyayı besliyor olması, her şeyden daha önemli...
Biliyoruz ki petrol, azalan rezervlere paralel bir sona doğru koşuyor. Bu süreçte teknoloji, petrolün yerine "henüz" ekonomik açıdan anlamlı bir alternatif koyamadı.
Petrolü yalnızca arabaların depolarıyla düşünmeyin. Elinizde tuttuğunuz bu gazetenin mürekkebinden, cebinizdeki tarağa, çantanızdaki ruja, elinizdeki poşete dek 900 farklı sektörün girdisi olan stratejik bir ürün.
Fosil yakıt temelli uygarlığın henüz alternatif kaynak keşfetmemiş olması, Libya'yı da bu ülkeye müdahaleyi de "anlamlı" kılıyor.
Ancak bu "anlam"dan bizim anladığımız ile Koalisyon güçlerinin algıladığı şeyler; çok farklı...
Batı; "benim petrolümün son varilleri" diye Libya'ya yaklaşıyor olabilir. Fakat bunu demokrasi, insanlık gibi kavramlarla sunması, artık inandırıcı değil.
Türkiye, sorun NATO'nun sorumluluk alanlarına çekildiğinde "çekincesini" koyabilecek. Fakat şimdiki haliyle olan biten; Batı'nın "uygarlığının fişinin takılı olduğu" bir enerji kaynağını, "yerinden yönetme" komplosudur.
Putin'in "Haçlı Seferi" benzetmesi, Sarkopolyon gibi fırsatçıları tam olarak izah etmiyor. Bu işin Haç veya dinle imanla alakası yok... Olan biten; Libya petrolünde "arz güvenliği" sağlamak için masum insanların tepesine bomba yağdırmak...