Testiyi kıranla suyu getireni karıştırmanın; kime, ne faydası var?
Gıda sektörü şimdi bunu sorguluyor. Üretiminde GDO kullananların bunu bizden saklaması, tüketiciye saygı boyutlarının ötesine taşmaya başladı.
GDO yoktur ibaresi kullanan firmaları özenle bir kenara bırakarak; soruyoruz;
Müşteriyi, tüketiciyi; "bilgi saklayarak" dolandırmak, suç değil mi?
GDO karşıtları sosyal medya üzerinden kampanyalara başladı bile.
Bakanlığın hangi GDO konusunda hangi firmaya, ne oranda ve ne tür GDO'lu üründe izin verdiğini bilmemize "imkan yok" zira bu bilgiler "şeffaf" değil.
Yönetmelik değiştirilmiş olsa da "GDO YOKTUR" yazdığı için ceza alan Konya Şeker örneği var elimizde...
GDO kullanan, bunu ambalajına yazmak zorunda. Gıda güvenliği konusunda fiyakalı açıklama yapan yetkililer söylüyor bunu. Fakat bu "zorunluluk", denetim eksiği yüzünden "keyfiyet" halini almış bulunuyor.
Üstelik rekabet yasaları bahanesiyle GDO YOKTUR yazan firmayı cezalandırmaları da cabası..
Peki, rekabeti koruma adına halkı tedirgin etmek, müşteriyi kandırmak, tüketiciyi dolandırmak ne kadar doğru bir harekettir?
Kamuoyu bunları her geçen gün daha yoğun tartışacak.
Bakanlık ve gıda şirketleri; müşteriye saygının GDO ile test edildiği döneme hoş geldiniz!
Ne yediğimizi bilmek; bizim temel hakkımız!
GDO'yu saklayan ile GDO'suz üreteni, er yada geç ayrıştıracağız.
Hiç şüpheniz olmasın!..