Hani ilk ikisini denemiş ama becerememiştik ya... Bu defa şu yerli oto işi olacağa benziyor. Üstelik, motor üretiminde "kuvveden fiile" çıkılacağına dair beyanlar geliyor. Mesela Ford'un Gölcük'te 350 milyon $'lık motor yatırımı gibi. Yerli otodan benim anladığım; motor, kaporta, boya ve mekanik aksamının hiç değilse yarıdan fazlasının, bize ait bir marka ile üretilmesi... Motor, bu süreçte en stratejik olan aksam... Geliştirilmesi yıllar alıyor.
1956'da rahmetli Erbakan, Konya'da Gümüş Motor'u kurunca, toplumsal aşağılık kompleksiyle bunu alay konusu yapmıştık. Üretilen her ne kadar pancar sulama motoru dahi olsa, yılların ardından geliştirilerek bir otomobile, tanka ve uçağa uygulanacak hale gelebilirdi.
Anlı şanlı makine fakültelerimiz var. Türkiye'de yerli motor üretimini seminer konusu yapan Makine Mühendisleri odamız var. Üretilen bilgilere erişmeye çalışıyorum. Ulaşabildiklerim, fakültelerimizin de sivil toplum örgütlerimizin de "yerli motor üretimi" için birbirlerine verdikleri başarı plaketleri... Devlerin motor maceralarına bakın; F1 yarışlarından tutun, okullarda, endüstride, milyonlarca insan/saat harcanarak tasarlanmış, geliştirilmiş motorları görürsünüz.
Bizdeki sıkıntı, yerlinin motorunu üretecek iradenin "henüz" ortada bulunmayışıdır. Makine grubunun reklamlarını hatırlıyorum. Tıkır Tıkır Türkiye sloganıyla aslında "motor özlemi" dile getiriliyor. Yerli oto için irili ufaklı yüze yakın girişim var. Aralarında motor üretimini de deneyenler bulunuyor. Fakat motor işi, tam bir ölçek ekonomisi ve başlangıç yatırımı son derece fazla...
Makine fakültelerimizin şu andaki zihin yapısıyla bu motoru tasarlayacak bilim insanımız henüz ortalıkta yok. Olanlar da bir şekilde sindirilmiş... Şu soruyu sormak gerekiyor; eğer yerli otomobil üretecek isek bunu "başkasının motoru ile yürütmek" bu otoyu ne kadar "yerli" yapar?
Bana göre yerli motoru üretecek; "Devrim" ruhu taşıyan Nuri Demirağ'lara ihtiyacımız var. Gerisini, yeni girişimcilerimiz rahatlıkla getirebilir.