Düne kadar istihdama yansımayan büyümeyi sorguluyorduk. Son veriler; küresel krizin bizi etkileyen durgunluğuna rağmen istihdamın arttığını gösteriyor.
Bu, fevkalade iyi bir gelişme. Şimdi sorun; bunu sürdürülebilir kılmakta... Bunun için de yeni iş yaratmak gerekiyor. Gelişen ve genişleyen ekonomi de zaten bu dinamikleri yüzünden 1.3 milyonluk istihdam artışı sağlayabildi.
Ancak hâlâ yığınca işsiz var ve elimizde doğru dürüst bir işsizler envanteri bulunmuyor. Kamunun resmi ama gayriciddi verilerinden yola çıkıp; "kayıtdışı" faktörünü de hesaba katarsanız; pek bir yere varamıyorsunuz. Verileri güncelleştirseniz dahi, bu anlayışla en fazla; işsizi; "istatistiğe" indirgemiş olursunuz.
İşsizlik, bütün dünyanın kâbusu... Bizdeki iyileşme, bu açıdan daha da önemli hale geliyor. Fakat hâlâ elimizde yaklaşık 5 milyon işsizimiz var ve en az bu kadar yeni iş yaratma gibi bir "iddiamız" olmalı...
Seçim yaklaşıyor. Siyasi partilerin programlarında işsizlere özel önem verilmeye başlandığını görüyoruz. Fakat programlar, işsizliğe karşı "temenniler manzumesi" olmaktan öte anlam taşımıyor. CHP ve MHP'nin beyannamelerinde "işsizlere çağdaş ücretle iş sağlayacağız" türünden lirik tanımlar görüyoruz. AK Parti'nin ise işsizlik için yaptıkları, icraatları üzerinden kendini ilan ediyor.
Cumhuriyet tarihimizin en kapsamlı teşviklerine, vergiden prime dek bütün desteklere rağmen işsizliği eritme sürecine girmiş fakat kalıcı olarak ortadan kaldıramamışız. Yüzde 100 kalkması zaten söz konusu olmasa da "denenmiş modeller" yanı sıra farklı, özgün, yaratıcı, yapısal ve köklü tedbirler bulmaya, geliştirmeye mecburuz. Ben bu seçimlerde işsizlerin hayati rol oynayacağını düşünüyorum. Siyasi partilerin program yapıcıları, yoksullar kadar işsizleri de dikkate alsa, iyi olur.