Maliye Bakanlığı, yakından izlediğim, iç dinamiklerini bildiğim bir kurumdur.
Bakanlık bu sıralar hareketli. Gelir İdaresi ve müsteşarla başlayan değişimin, müsteşar yardımcıları ile devam etmesi an meselesi. Tabii burada kritik nokta kurumsal dengeler. Maalesef maliye yıllarca, müfettiş-hesap uzmanı sarkacında gidip geldi. Hal böyle olunca üstadlar arasında "küresel" değil "kümesel" hareket tarzı gelişti. Ak saçlılar takımı da dışardan gençlere gaz verdi.
Şimdi yeni Maliye Müsteşarı Naci Ağbal ile Gelir İdaresi Başkanı Mehmet Kilci nasıl değerlendirilecektir? Kümesel zihniyet onları, müfettiş formasyonu nedeniyle bir kenara itiverir. Peki, bürokratları işiyle değil de seneler önce girdiği kurulla tartmakta neyin nesi? Ne gerek var buna? Küreselleşme, çağın gereklerine uyumu zorunlu kılmıyor mu? Yani vergi denetiminin yeniden yapılandırılmasını. Bürokratları sınıflara ayırmak yerine geleneklerini koruyup bütünleştirmek kaçınılmaz değil mi?
Bir not da eski Müsteşar Hasan Basri Aktan için. Aktan'ın emekliliğini "düşündürücü" olarak nitelemiştim. Bazıları yanlış anlamış. Açıklayayım. Son 6 yıl hassas dönemlerde rol alan bir yüksek bürokratın taltifi düşünülebilirdi. Yoksa 41 yaşında müsteşarlığa atanan Naci Ağbal başta olmak üzere çok sayıda ismi "yarın" kaygısıyla meşgul etmiş olmayacak mıyız?