Eski Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, AK Parti hükümetlerinin en çok konuşulan, laiklikle ilintili kaygılar nedeniyle en çok tartışılan ismiydi. Dün Taraf gazetesinde yayımlanan bir haber, Çelik'i yine gündeme taşıdı. Genelkurmay İletişim Daire Başkanı Tuğg. Metin Gürak'ın, "her yönüyle soruşturulduğunu" söylediği Nisan 2009 tarihli belgenin içeriğiyle ilgili haberlere akşam saatlerinde yayın yasağı getirildi.
Ancak, Genelkurmay'a atfedilen belgenin soruşturma aşamasında olduğunu gözeterek, hukuki sınırları aşmadan bizzat Hüseyin Çelik'in ifadesine kulak vermek yararlı olacaktır. Çelik, sadece iddia olunan dokümanı esas almaksızın şu değerlendirmeyi bizimle paylaştı:
"6 yıllık bakanlığımda sürekli hedef haline getirildim. Etliye sütlüye karışmayan bir insan olsaydım sorun da olmazdı. Oysa benim bir duruşum, iddiam var. Yıpratmak için bana 'irticacı' dediler. Zerresi bakanlıkta yoktu. İyi icraatımız ise görmezden gelindi. Hatta Ankara Üniversitesi'nde katıldığım bir toplantı özel olarak protesto ettirildi. Bugün filmi başa sarsalar yine aynı Hüseyin Çelik olurum.
Genelkurmay'a gelince... Böyle bir hareketin içinde olacağına ihtimal vermem. Demokratik bir devlette, Genelkurmay böyle bir şey yapmaz. Aksi takdirde bu cinnet halidir.
Devlet içinde çöreklenen bazı çevreler geçmişte siyaset mühendisliğine kalkışmıştır. Amaç kara propagandadır. Bu, 'cambaza bak cambaza' mantığıdır. Zira elitist zihniyet, toplumu siyasetin merkezine taşıyan anlayışı hâlâ hazmetmiyor."