Doğrusu son zamanlarda Atatürk Havalimanı'ndaki rötarlardan hepimize fenalık gelmişti. Hava trafiğindeki sıkışıklık nedeniyle ya uçaklar havada turluyor ya da kalkış için önündeki en az 10 uçağın havalanmasını bekliyordu.
Neyse ki sorunu bir nebze hafifletecek müjdeli haber Devlet Hava Meydanları İşletmeleri Genel Müdürü Orhan Birdal'dan geldi.
Önceki gün bir basın toplantısı düzenlemişti Birdal.
On aydır yapımı süren havalimanındaki ikinci pistin 300 metre uzatıldığını söylemiş. 30 Haziran'dan sonra havalimanına saatte 40 uçak iniş-kalkış yapabilecekmiş.
Umarım zamanın bu kadar değerli olduğu bir dönemde artık 50 dakikalık bir Ankara uçuşu için 3-4 saatlik beklemeler son bulur.
Daha da önemlisi gereksiz yere yakıt tüketimi gibi çevrecilikle bağdaşmayan uçakların 'havada tur atma' ya da sıra bekleme durumları da son bulur.

İstanbul üs de olunca!
Ama ben yine de Devlet Hava Meydanları İşletmeleri'nin hava trafiğini dağıtmak ve Sabiha Gökçen Havalimanı'nı daha fazla yararlanmak konusunda ne gibi planlar yaptıklarını merak ediyorum.
Neticede oluşan yaklaşık 400 milyonluk nüfus için üs konumuna geldi.
Pek çok hava yolu şirketi İstanbul'a uğrayıp, sonra yoluna devam etmeye başladı. Hal böyle olunca İstanbul'un zaten yoğun olarak tek bir havalimanını kullanması mümkün olamayacak gibi görünüyor.
Atatürk Havalimanı'nda ikinci pistin devreye gireceği 30 Haziran'dan sonra daha az rötarla uçacağımız için mutluyum.
Orhan Birdal, toplantıda daha önce pistin kötü hava şartlarında yetersiz kaldığını, beton zeminin yıprandığını ve iniş emniyetini tehdit ettiğini söylemiş.
Yenileme sonrası ise pistin tüm kötü hava şartları ve sis gibi durumlarda rahatlıkla kullanılabilecek özelliklere kavuştuğunu söylemiş. Hepimizin içi rahatlayabilir artık.