Diş hekimine sadece ağrımız olduğu zaman mı gidilir, estetik ve fonksiyon kaybı olduğunda mı gidilir, ağız kokusu olunca mı gidilir, diş ağrısı gece uykudan uyandırınca mı gidilir, gece yarısı acil olarak mı gidilir? Bu soruların sayısı artar ve hepsinin ortak cevabı 'Evet'tir. Bu ve buna benzer birçok durumda diş hekimine gidilir. Esas olan, gittikten sonra tekrar bu sıkıntıları yaşamamak için neler yapılması ve nasıl bir yol izlenmesi gerektiğidir.
ALTI AYDA BİR KONTROLE GİDİN
Normalinde tüm ağız ve diş sağlığını ilgilendiren problemleriniz çözüldükten sonra üç-altı ay arasında kontrole gitmenizi tavsiye ediyoruz. Bu dönemlerde oluşabilecek problemlerin çözümleri çok daha kolay olur.
İdeal bir diş tedavi yönteminin şu şekilde olması tavsiye edilir: İlk olarak panoramik ya da 3 boyutlu tomografik görüntüler alınır. 2 ve 3 boyutlu görüntüler üzerinde teşhis ve planlamalar yapılır.
Öncelikle hastayı rahatsız eden ağrılı dişin kaynağına ulaşılır ve tedavisi tamamlanır. Ağrısı geçmiş bir şekilde koltuğa oturan hastanın kendini daha huzurlu ve güvende hissetmesinden dolayı tüm problemlerin çözümü daha kolay olacaktır.
PLAN YAPILMALI
Daha sonraki adım; kırık, kök halinde kalmış, kök uçları tedavi edilemeyecek kadar enfeksiyonlu, sağlam dokusu yok denecek kadar azalmış, çekilmesi gerekli 20 yaş ve gömük dişlerin çekilmesiyle tedavi devam etmelidir. Bunların çekilmesi, hem ağız ortamının temizlenmesi, hem de diğer protetik çalışmaların planlanması açısından çok önemlidir. Tüm ağız restorasyonu tedavisi yapılacak olan hastalarda, ileride problem yaratacağı düşünülen dişlerin çekilmesi; oluşabilecek problemlerin önüne geçilmesi açısından çok önemlidir.
Dişlerinizin ağızda ne kadar kalabileceğiyle ilgili durumu diş hekiminiz, kanal tedavisi ve diş eti hastalıkları uzmanının beraber karar vermesi gerekmektedir. Eğer bir dişinizin ağızda uzun süre kalmasıyla ilgili soru işaretleri varsa; yanlış verilecek kararla, çok kısa sürede yeni yaptırmış olduğunuz dişlerin değişmesi durumuyla karşı karşıya kalabilirsiniz.
DİŞ ETİ TEDAVİSİ MUTLAKA YAPILMALI
Çekilecek olan dişler halledildikten sonra diş eti tedavisinin yapılması olmazsa olmazlardandır. Böylelikle ağızdaki patojen dediğimiz mikroorganizmalar kontrol altına alınır, diş etleri estetik ve sağlık açısından kontrol ve tedavi edilir. Bu tedavi tamamlandıktan sonra dolgular ve kanal tedavisi yapılacak dişlerin tedavileri başlar. Ağız ortamı dişeti tedavisiyle temiz bir alt yapıya ulaştırıldığından, implant ve kemik ilaveleri -eğer gerekliyse- bu esnada yapılır.
Tüm bunların ardından uygulanacak olan diş materyali seçilir ve hasta için uygun olan proteze geçilir. Bu sırayı takip edilerek yapılan protezler, kontrol sürelerinin de dikkate alınmasıyla hasta ağzında daha uzun süre hizmet eder.
Şimdi kanal tedavisi hakkında bilgi paylaşalım...
Kanal tedavisi nedir?
Kanal tedavisi; bir endodontistin, iltihaplı ya da iltihaptan etkilenmiş pulpayı (sinirleri) çıkarıp dikkatlice temizlediği ve sinir kanallarını şekillendirdiği, sonrasında hazırlanan boşluğu doldurduğu işlemdir. Birçok tedavi 30-90 dakika arasında değişen bir ya da iki seansta tamamlanmaktadır.
Bir kere tedavi tamamlandığında, kalıcı bir diş dolgusu için diş hekimine tekrar gidilmesi gerekebilir. Bu dolgu, tedavilerin önemli bir parçasıdır çünkü temizlenen kanalları ağız ortamından uzak tutar, dişleri koruyarak fonsiyon görmesini sağlar.
Bir kişi neden kanal tedavisine ihtiyaç duyar?
Kanal tedavisi, diş içerisindeki sinir iltihaplandığı zaman gerekir. Enflamasyonun ya da enfeksiyonun en yaygın sebebi; derin çürükler, tekrar eden diş tedavileri, kırık ya da çatlaklardır. Ayrıca travma da enflamasyona yol açar ve genellikle diş renginin değişikliğiyle kendini gösterir. Eğer sinir iltihabı tedavi edilmezse, ağrıya ya da sonrasında apseye yol açabilir.
KENDİ DİŞİNİZİ KORUMALISINIZ
Kanal tedavi yerine dişlerimi çektiremez miyim?
Çektirebilirsiniz fakat daha sonra çektiğiniz diş yerine yeni bir diş koymazsanız, yanındaki dişler uzayarak ısırmaya ve çiğnemeye engel olabilir. Bu boşluğa implant, sabit köprü ya da hareketli protez yaptırabilirsiniz. Ancak doğal dişinizi korumak her zaman ilk seçeneğiniz olmalıdır.
Şişik (apse) varsa ne yapmalıyım?
Yapacağınız ilk iş, şişliğin nedenini ve antibiyotiğe ihtiyaç olup olmadığını değerlendirmek için diş hekiminizden randevu almak olacaktır. Diş eti irritayonu nedeniyle oluşan şişlikler için sıcak tuzlu su gerekebilir. Apseler genellikle tedavi edilmemiş çürüklerden, çatlaklardan, başarısız kanal tedavilerinden ya da geniş diş eti hastalıklarından kaynaklanabilir.
Apselerin temelde üç çeşidi vardır:
Diş eti apseleri sadece diş eti dokusunu içeririr. Bu olay, iltihaplı diş eti cebinde oluşan şişliktir. Diş hekiminiz bu apseyi, diş eti cebini temizleyip iltihabını boşaltarak iyileştirecektir. Sıcak gargaralar ya da antibiyotikler de gerekebilir.
Travmatik diş eti apsesi, travmadan kaynaklanır. Travmaya bağlı apseler genellikle kendi kendine tuzlu suyla gargara yardımıyla iyileşebilirler.
Bir diş apsesi ya da çene kemiği içerisindeki iltihaplı dişin dokusu içerisindeki kök apsesi iltihap içerebilir. Bu apseler, dişin sinir alanlarına yakın bölgede biriken bakteriyel enfeksiyondan kaynaklanır. Bazı vakalarda, şiş apseler kemiği delebilir ve bölgesel yüz şişliğini saran dokularda iltihap dışarı çıkmaya başlar.
Her kanal tedavisi sonrası dişe kaplama gerekir mi?
Her diş kaplama yapımasını gerektirmez fakat birçoğu uygun kuvvet ve destek için kaplanır. Çoğunlukla büyük bir kaviteden ya da kırıktan sonra yeterli diş yapısı kalmaz. Ayrıca kanal tedavisinden sonra dişler daha kırılgan hale gelebilir ve özellikle diş sıkma problemi olan hastalarda bu dişlerde kırık görülme riski artar.
Kanal tedavisi sürecinde ne olur?
Tüm kanal tedavisi şu beş temel basamağı içerir:
1. İltihaplı sinir dokusuna ulaşabilmek için dişe bir giriş açılır.
2. Kök kanalları içerisindeki sinir dokusu çıkarılır. İnce aletlerle kanallar temizlenir ve güzelce kapatılabilmesi için kanallara özel bir şekil verilir. Eğer kanallar tek seansta tamamlanmazsa, girişe geçici bir dolgu yapılır ve kanalların içi seanslar arasında korunur.
3. Kök kanalları doldurulur ve bakterilerin kanal içerisine yeniden girmesini engellemek için kanal girişleri uygun bir malzemeyle mühürlenir. Dişin girişi geçici bir dolguyla kapatılır. Tedavi öncesinde, tedavi devam ederken ve bitimde röntgen alınır.
4. Dört hafta içerisinde geçici dolgu sökülüp yerine kalıcı dolgu yapılır ya da gerekirse diş kaplanır.
5. Kanal dolgusu, kalıcı dolgu ya/ya da kaplama; arada yapılacak olan kontrollerle değerlendirilir.