Andıç, "Kullanılacak yöntem" başlığı altında, hazırlanan bilgi notlarının etkin köşe yazarlarından seçilen birine ve televizyonlara aktarılmasını öngörüyordu. Emin Çölaşan, Hürriyet'te yazarken etkin bir köşe yazarıydı. Nitekim mal bulmuş mağribi gibi Andıç'a yapıştı ve bakın neler yazdı: "Şemdin Sakık bülbül gibi ötmeye devam ediyor; PKK'nın destekçilerini açıklıyor. Medyadaki destekçilerinden bazıları, Fethullah kanalı Samanyolu'ndan para alan Mahir Kaynak isimli kışkırtıcı ajan. Devleti dolandırmaktan hapis yiyen Mehmet Ali Birand, Zekeriya kod adlı Filistin gerillası Cengiz Çandar. Apo, Sakık'a, para karşılığı PKK'ya övgü düzen medya mensupları için demiş ki: Türk ve Kürt tarihi hainlerle doludur..."
Çölaşan, ben Andıç'ı açıkladıktan sonra da, özür dilemek yerine, adı geçenlerin ihanet içinde olduğunu söylemeye devam etti: "Teröre çanak tutan gazeteci, teröristten daha çok tehlikelidir. Terörist elindeki silâhla birkaç kişiyi vurur; gazeteci yazdığı yazılarla teröristin tohumlarını yeşertir... Eğer bizim medyamıza çöreklenmiş, bu hain ve işbirlikçi takımı olmasaydı, inanın ki 40 bine yakın vatandaşımızın canını alamazdı. PKK'nın toprağını bizim aramızdaki bazı gazeteciler gübreledi. Adam şimdi çıkmış ortaya kendini savunuyor. Diyor ki: 'İsmim Genelkurmay belgesinde geçiyor ama ben PKK'ya destek vermedim.' Elbette ki açıktan veremedin muhterem. Sen ve benzerlerin şu işi sessizce ve sinsice yaptınız. Asker bunları kayıt altına almayıp ne yapacaktı? Teröre çanak tutan bu gazetecilere çiçek mi gönderecekti?"