Muhatabını suçlarken, bir dizi soru sorup, cevabını vermemek gibi bir yöntemi Kemal Kılıçdaroğlu başlattı. Herhalde bu şekilde vatandaşta merak uyandırıp, daha etkileyici olduğunu düşünüyor. Baktım, Tayyip Erdoğan da aynı üslûbu benimsemiş. SSK Genel Müdürüyken, Kılıçdaroğlu'nun kaç akrabasını işe aldığını doğrudan söylemiyor da, sorular soruyor. Ben araştırdım, Süleyman Yeşilyurt isimli bir vatandaş, "Çarkçı Kemal" kitabında bundan söz ediyor. İddiaya göre, Kılıçdaroğlu döneminde, SSK'ya Karabulut soyadlı 31 kişi, Gündüz soyadlı 26 kişi, Düzgün soyadını taşıyan ise 13 kişi alınmış. Karabulut, Kılıçdaroğlu'nun 1966'da -her nedense- terk ettiği soyadı. Gündüz, annesinin soyadı; Düzgün ise, eşinin kızlık soyadı.
Gerçekten, Kılıçdaroğlu, Genel Müdürlüğü sırasında 70 akrabasını işe yerleştirdiyse, vahim bir kadrolaşmadan, hatta nepotizmden söz edebiliriz. Çünkü, bu kişiler sınava tabi olmadan SSK'ya girmişler.
Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ın sorularına kaçamak cevaplar veriyor. "Hiçbir akrabamı Şube Müdürü, Şef, Daire Başkanı, Genel Müdür yardımcısı olarak atamadım" diyor. Zaten, akrabalarını, doktor, hemşire, laborant, hastabakıcı, şoför ve müracaat memuru olarak atadığı iddia ediliyor.
Kemal Kılıçdaroğlu, sahiden, 70 akrabasını atadıysa, Başbakan bunları isim isim sıralasın meydanlarda. Bir atışma, soru-cevap şeklinde sürüyor ama, biz seyirciler gerçeği öğrenemiyoruz. Kılıçdaroğlu 70 akrabasını kuruma atadı mı? Yoksa, SSK Genel Müdürü olmadan önce de bu kişiler, görevde miydi?