Öcalan'ın, Fethullah Gülen'e olumlu mesajlar vermesi, ardından da avukatlarının Hüseyin Gülerce ile görüşmesi, "İşbirliği söz konusu olabilir mi?" sorusunu gündeme getirdi. Oysa, Öcalan'ın avukatları geçtiğimiz yıl beni de ziyarete gelmişti. Gülerce, avukatlarla görüşmesini bu bağlamda değerlendiriyor. "Bana, Zaman gazetesi yazarı olarak geldiler" diyor.
Bu vesileyle Hizmet'in, Doğu ve Güneydoğu'daki muhtelif faaliyetlerinden söz etmek isterim. "Kimse yok mu?" kapsamı içinde, fakir fukara evleri ziyaret ediliyor; bölgede kaliteli okullar açılmış durumda. Belki bütün bunlardan daha önemlisi, varoş semtlerdeki okuma salonları. Bunlar, küçük dershaneler gibi çalışıyor. Hem Anadolu ve Fen liselerine, hem de üniversiteye hazırlıyor. Bir minibüs parası dahi olmayan çocuklar ve gençler, en iyi hocalar tarafından okuma salonlarında test dersleri alıyor. Ayrıca iyi bir üniversite kazanana da burs veriliyor. Çocuğun hayatı kurtuluyor. Çok çocuklu aileler söz konusu. Biri üniversiteye gittiği vakit, bütün ailesine bakıyor. Böylece aile de refaha kavuşuyor.
Barış ve Demokrasi Partisi (BDP), Gülen cemaatine biraz mesafeli bakıyor. Dini yönden yakınlaşmayı, insanlara kimliklerini unutturmanın bir yolu gibi görüyorlar. Hatta misyonerlik faaliyeti olarak tanımlayanlar bile var. Misyonerlik, Hıristiyanlığı çağrıştırdığından, Müslüman kişi bu kelimeden pek haz etmez. Nitekim Hüseyin Gülerce hemen tepkisini ortaya koydu: "Biz bütün bunları, Allah'ın rızasını kazanmak için yapıyoruz. Din temelli bir kucaklama söz konusu değil. Öyle olsaydı, Vietnam'da işimiz ne? Amacımız evrensel değerlerde, demokraside buluşmak. Doğu'da bir ateş var. Söndürülmesi gerekiyor. Biz de, karınca kaderince katkıda bulunuyoruz."
- BDP ile bir işbirliği söz konusu olabilir mi?
- Hayır. Ortak bir çözüm, demokratikleşme, şiddete karşı durma ve üslûbu yumuşatmadan geçer. Bu noktalarda, elbette, herkesle buluşabiliriz.