Taksiye bindiğimde, şoför, "Mükemmel zamanlama, aynı Mehmet gibisin" dedi.
"Mehmet kim?" diye sordum.
- Mehmet Türk... O, her şeyi zamanında yapan bir adamdı. Sokağa çıkar çıkmaz, hemen taksi bulmak kolay değil. Mehmet Türk bunu başarırdı.
"Herhalde hep şansı yaver giderdi" diye mırıldandım.
- Hayır, diye itiraz etti şoför. "O her şeyi harika yapardı. Bir tenor gibi şarkı söyler, Broadway sanatçısı gibi dans ederdi; piyano çalışını duymalıydın, harika bir adamdı. Hafızası bilgisayar gibiydi, herkesin doğum gününü bilirdi. Hangi yemekle hangi marka şarabı ısmarlayacağının da farkındaydı."
- Vay be! Önemli biri yani...
Şoför devam etti:
- Mehmet, en çabuk gidilecek yolları bilir, trafiğe hiç takılmazdı; benim gibi değildi. Kadınlardan anlardı; giyimine özen gösterirdi. Ayakkabıları hep parlardı. Mükemmel bir insandı. Hayatta tek bir hata bile yapmamıştır.
"Ne muhteşem biri... Onunla nasıl tanıştın?" diye sormadan edemedim.
- Ben aslında Mehmet ile hiç tanışmadım. O ölmüş; ben onun kahrolası karısıyla evlendim.