Terör eylemleri ve yol açtığı can kayıpları, farklı siyasi konjonktürlerden etkilenmiştir. Eski Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt'ın önceki konuşmalarına dayanarak bazı rakamlar ve bilgiler vermek istiyorum:
"1984'ten 1991'e kadar 101 şehit verdik. 1991'de Körfez Savaşı başladı; Körfez Savaşı sırasında PKK çökme noktasına geldi. Ancak Körfez harekâtı bittikten sonra, Irak'ta bir boşluk oluştu ve PKK bu durumu değerlendirip güçlendi. 1992'de 496, 1993'te 538, 1994'te 867, 1995'te 605 şehit verdik. 1999'da, Apo'nun yakalanmasıyla, PKK bocalamaya başladı. 2000 yılında 28, 2001'de 19, 2002'de 6 askerimiz hayatını kaybetti. 2004'ten sonra artış var. 2005'te 92; 2006'da 87 şehit verildi."
***
Görüldüğü gibi,
"2000 ya da 2001'de terör sıfırlanmıştı" demek doğru değil. Azalmıştı ama hâlâ şehit veriliyordu.
Terör eylemlerinin artmasının ve azalmasının muhtelif sebepleri vardı. Yaşar Büyükanıt, geçirilen evreleri çok güzel izah ediyor: 1. Körfez Operasyonu'ndan sonra Saddam güçleri 36. Paralel'in altına inmek zorunda kalmıştı. Kuzey'de doğan boşluk, PKK'nın işine yaradı. 1999'da Apo yakalandı. Örgüt bir şok yaşadı. 2003'teki ABD'nin Irak operasyonu ise, gene PKK'nın işine yaradı çünkü Kürtler ABD'nin müttefiki oldular. Ayrıca, Saddam'ın silâhları PKK'nın eline geçti. Terör eylemlerinin azalmasının bir sebebi de, 1990'ların ikinci yarısında yürütülen hukuk dışı baskıcı yöntemlerdi. Buna faili meçhul cinayetler, Hizbullah'ın kullanılması ve boşaltılan köyler de dahil.
Bütün bunları niye yazıyorum biliyor musunuz?
"Teröre yol açan açılımdır" gibi sığ bir söylemin doğru olmadığını ispatlamak için.