Tayyip Erdoğan, PKK saldırısının kaynağını "taşeron" olarak gösterdi. Muhalefet, "Kim bu taşeron?" diye hükûmeti sıkıştırıyor. Kimliğini açıklasa, herhalde o devlete savaş açmamız gerekecek. Keşke böyle bir cümle sarf etmeseydi. Zaten herkesin bu konuda bir fikri var.
Star gazetesinden Ardan Zentürk, Osman Öcalan'ın Kasım 2007'de, Sabah gazetesine verdiği bir beyanatı hatırlatmış. Öcalan, o tarihte, "İsrail, İran'a karşı Kürtleri kullanıyor" demekte.
Yeni Şafak'tan Salih Tuna ise, 28 Şubat sürecine ilişkin bir ayrıntıyı yazıyor: "PKK, adeta rol çalmamaya özen gösteriyor, 28 Şubatçıların yürüttüğü psikolojik harpte dikkatleri dağıtmamak için çatapat bile atmıyordu." O günlerde verilen askeri brifingleri hatırlayınız. Tehdit algılamasında irtica birinci sıraya çıkarken, PKK ikinci sırada gösterilmemiş miydi?
Gene o tarihte, İsrail devletiyle Türk Silâhlı Kuvvetleri sıkı bir işbirliğine girmiş, çok sayıda askeri anlaşma imzalanmıştı. Çevik Bir'in, yaptığı hizmetlerden dolayı, ABD'nin Yahudi Think Tank'i olan Jinsa'dan ödül aldığını unutmayalım. İsrail, Türkiye ile ilişkileri iyi olduğu sürece, PKK'yı kullanmamış olabilir. Ama, bugünkü gergin ortamda, üstelik AK Parti hükûmeti düşman olarak bellenmişken, rahat duracağını hiç sanmıyoruz.