Geçtiğimiz yıl Şahan Gökbakar ile Cem Yılmaz'ı karşılaştırdığım yazıları hatırlayanlar, "Hayırdır sen Şahan'cıydın" diyecektir.
O zaman da yazmıştım; sinema başka, stand-up başka...
Stand-up ve doğaçlamada kimse Cem Yılmaz'la boy ölçüşemez.
Cem Yılmaz'ı dünyanın en komik stand-up'çısı ilan etmenin de afaki olduğunun farkındayım. Evet, bir insan için 'dünyanın en komiği' demenin kesin bir ölçüsü yok!
Espri anlayışlarında kültür farklılıkları çok önemli. Tabii, bir de Cem Yılmaz'ın çok akıcı bir İngilizcesi olması ve daha global espriler yapması gerekiyor.
Globalden kastım; Bush, Obama esprisi yapmak değil. Danışman ve metin yazarlarıyla o esprileri yakalamak kolay.
Asıl önemli olan, insanlık halleri üzerine yapılan esprilerde farklı kültürlere seslenebilmek.
Evet, çok zor bir iş! Bunu Anglosakson kültürde yetişenler yapabilir. Çünkü kültür emperyalizmi yapanlar da onlar.
Cem Yılmaz'ın ABD'de stand-up gösterisi yapmak gibi bir hayali var mı, çok merak ediyorum.
Peki, bu hayal üzerine çalışılsa ortaya bir çılgın proje çıkabilir mi? İnsanlık halleri üzerine espri yapmak Cem Yılmaz'ın en iyi yaptığı iş... Mesele o esprileri dünyanın anlayacağı dile dökebilmek... Çok klişe bir son olacak ama her şey hayal etmekle başlar.