Bizim şahane öğretmenlerimiz vardı... Yüzümüzün asıklığının sebebini sorarlardı; zayıflarsak neden yemek yemediğimizi, susuyorsak neye üzüldüğümüzü, derse katılım sağlamıyorsak derdimizi... Birlik duygusunu, paylaşmayı, pes etmemeyi, soru sormayı, yepyeni kitapları, filmleri, düşünmeyi ve anlayışı öğrendik biz öğretmenlerimizden.
En azından ben şanslıydım; öğretmenlerim harikaydı.
KONUŞMUYORUZ...
Çocuk, okul üniformasının pantolonunu giymedi diye onu dersten kovup yok yazıyor bir öğretmen. Sonrası ise iç parçalıyor...
Eve giden çocuk, babasına pantolonu olmadığı için derse alınmadığını söyleyince, babası 'Ben evladıma pantolon bile alamıyorum' üzüntüsüyle canına kıyıyor. Gerçekten önemli olan konuları konuşmadığımızın kanıtı işte. Bir baba hayatına son verecek hale gelebiliyor...
AKLIMDAN ÇIKMIYOR
Ama çocuğu sınıfa almayan öğretmen aklımdan çıkmıyor.
Öğretmen sadece ders anlatmaz ki; hayatı da anlatır. Anne-babadır da... Dersten sonra çocuğu çekip niçin üniformasını giymediğini sorsa, ailenin maddi sıkıntısını öğrenecek, çocuğa pantolon verilmesini sağlayacaktı oysa.
Ama o kovmayı seçmiş... Şimdi o çocuk bir daha okulu sevebilir mi? Sisteme güvenebilir mi?
O okul, bu olayda sorumluluk alacak mı? Çok merak ediyorum.