İstanbul'u İstanbul yapan yerlerden biri... Yaşanmışlık var, ruh var, estetik var, tarih var, değer var... Fatih'teki Horhor Antikacılar Çarşısı'ndan söz ediyorum. Yedi katlı, içinde 200'den fazla dükkanın olduğu bir çarşı burası, hatta müze desek daha doğru. Nefis parçalar var; hakkını vererek bir günde gezemezsin. Tek tek bakman, araştırman, öğrenmen için günlerce gelip gitmen gerekir.
Önceki hafta cumartesi günü yolumuz düştü, iki-üç saat kadar çarşıyı gezdik. Bir cumartesi günü koca çarşıyı bizden başka gezen tek bir kişi yoktu.
Hem de o güzelim çarşıyı yani...
Git bak AVM'lere ya da ucuz mobilya satan, herkesin evinin birbirinin kopyası olmasına neden olan o büyük mağazalara; içeri girmek değil, otoparkında arabanı park edecek yer bulamazsın.
Sonra günün birinde bu çarşı kapansa kalkıp yazılar yazacaklar, 'Ah İstanbul', 'Kahrolsun sistem' diyecekler, tweetler atacaklar... Sanki sahip çıkmışlar gibi.
EMEKLE BÜTÜNLEŞİN
Ben size derim ki; bir gün de AVM'ye gitmeyin, kalkıp Horhor'u gezin. Estetikle, hayatla, geçmişle, emekle bütünleşin, büyülenin. İnanın, herkesin bütçesine göre alabileceği bir şey var. Misal, oradan aldığım kahve fincanlarımla kahve içmenin tadını başka hiçbir yerde bulamıyorum. Evimin en kıymetlileri fincanlarım, öyle seviyorum.
Uzun lafın kısası; bu çarşı cumartesi günü boş kalmayı hak etmiyor. Hadi gidin...