Biraz da yeme-içme ve eğlence dünyasından bahsedelim. Lafı hiç uzatmadan, son günlerde gittiğim birkaç yeri ve aldığım notları paylaşıyorum. Evet, sağlıklı yaşamaya dikkat ettiğim kadar iştahlıyım da ne yapalım...
Ruby: Ortaköy'de eski Anjelique'in yerine açılan Ruby'nin yıldızının bir anda parladığını bütün yaz Bodrum'dan duymuştum. İstanbul'a döner dönmez gittim. Mutfağı oldukça başarılı. Hava güzelken Boğaz'ın kıyısındaki terasında oturup bi' şeyler içmek ve müzik dinlemek büyük keyif. Yemek sonrası DJ'le dans müziği başlıyor. Ruby, gece hayatında türünün en iyisi diyebilirim.
Sokrates: Gelelim Nişantaşı'na... Arkadaşım Murat'ı ziyarete gittim, dedi "Hadi Sokrates'e"... Dedim, "Hadi de, nerede?" Oturduğu sokağın köşesindeymiş. Yani Teşvikiye Mahallesi Fırın Sokak'ta. Hiç ummazdım, içimden de Murat'a söylendim "Üşendi, sokağın köşesine götürüyor beni" diye ama yanılmışım. O küçücük yer, Nişantaşı ahalisinin buluşma noktasıymış meğer. Mönüsü eğlenceli, yemekleri leziz, gelen geçen uğruyor, hafif müzik güzel. Tam mahalle kafesi.
Baca 6: Burayı da arkadaşımın ocakbaşı merakıyla keşfettik. Ona da bir arkadaşı tavsiye etmiş. Kuruçeşme ışıklardan girince hemen solda küçücük bir yer. Gördüğüm en sevimli ocakbaşı. Etleri karşısındaki kasaptan alıyorlarmış. 10 numara.
Revma: Kuruçeşme'de sahildeki balıkçı Revma'dan söz edeceğim. Klasik balıkçı muhabbetinden sıkıldıysanız, tavsiye ederim. Manda yoğurtlu sıcak cibes, kadayıfa sarılı karides, balık İskender, beğendili ahtapot ve katmeri tavsiye ederim.