Ne olacak, yan yattı! Ramazan'ın başında kızlarla dedik ki, "Ramazan boyunca negatif düşünmek yok, şeker ve hamur yemek yok, dedikoduya izin vermek yok, yok da yok!"
Peki sonuç? Daha üçüncü gün "Dayanamıyorum, hasta olacağım! Canım şeker çekiyor, azıcık şu hurmadan ağzıma atsam" bahanesiyle şeker yoluna girdik. Sonra olayı çikolata kremasına kaymak karıştırma seviyesine taşıdık. Pişman mıyız? Asla! Güzelleştik çikolatayla...
"Aaa Ramazan'da pide yenmez mi canım! Şu kadarcık yesek bi' şey olmaz" çıkışıyla pideye abandık. Dirensek de negatif düşünmekten, dert etmekten, sitemden, sinirden kopamadık. Sanki biz bu kararları aldık diye dünya âlem üzerimize oynadı. En son Bodrum'a gelmeden önce, İstanbul trafiğinde arabadan inmiş avaz avaz bağırıyordum! (Ne ayıp!)
Belki de keskin kararlar almak kişide alerji yapıyordur. 'Şöyle yapmalıyım, böyle yapmamalıyım' kafasına girdikçe ruh daralıyor, tam tersini yapasımız geliyordur. Neyse; o kadar hava attık, yine başaramadık yani. Kısmet...