Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ÖNCEL ÖZİÇER

Aşk insanı yontar

Kıştan beri sekiz kilo verdim.
Ve kış öncesi beni hormonlu domat gibi görenlerin, endişe ve acıma ifadesiyle kurduğu "Ayy sen ne nolmuşsun böylee?" soru cümlesi, artık yerini "Ayyy sen ne olmuşsun böyle?"nin "Aferin, beğendim" versiyonuna dönüştü.
İkinci cümle de "Nasıl zayıfladın peki?" oluyor tabii...

HER TÜR SPORA KARŞIYIM!
Buna verecek net bir cevabım olmadığı için de kıvarınıp duruyorum: "Hmmm, ne bileyim işte yaa...
Akşam yemeklerini akşamüstüne çektim. Ananası kasa kasa yedim. Rakı-balık sofralarından uzak durdum falan yaneee!"
- Peki spor yaptın mı?
- Her türüne karşıyım; bütün kış, her zaman olduğu gibi yaydım.
- Yağ aldırma, selülit kovalama operasyonları?
- Valla öyle bir niyetim vardı ama ona da üşendim.
Şimdi bendeki cevaplar böyle olunca, bir kadının bir kadında en çok merak ettiği "Nasıl zayıflamış acaba?" sorusunun yanıtları da çok tatmin edici olmuyor tabii.
Sanki bir şeyler saklıyormuşum, kimse bundan faydalanmasın diye sinsice kıvırıyormuşum gibi bir hava oluşuyor.

BEN NİYE DÜŞÜNEMEDİM?
Aslında ben bile tam olarak ne yaptım da böyle erimeye başladım gerçekten bilmiyorum.
Daha doğrusu bilmiyordum.
Dün Bade İşçil'in bir röportajında söylediklerini okuyunca "Ulennn" dedim, "Ben bunu niye düşünemedim?" "Aşk insana kalori yaktırır" demiş Bade.
Tabii yaaa! Ben manitayı ne zaman buldum? Kasım'da.
O zaman nasıldım?
Bidon!
Aradan sekiz ay geçmiş. Şimdi nasılım?
Hafif etli bıldırcın.
Allah muhafaza olur da aramız bozulur, terk falan edilirsem, yani aşkın mutlu değil de acı tarafını çekmeye başlarsam o zaman ne olurum?
Sülün!
Aman yok yok. Hafif balık eti iyidir. Aşkın gülen hali insanı her zaman tadında eritir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA