Diyabet teşhisi konulmuş bir kişi belirtileri tanır. Ancak diyabetli olduğundan habersiz kişiler belirtileri kolaylıkla gözden kaçırabilir. Tip 1 diyabette belirtiler ani ve şiddetli olduğundan farkına varmak kolay ancak çok daha yaygın görülen Tip 2 diyabetin belirtileri yavaş ve hafif ilerleyebileceğinden, özellikle risk altındaki kişilerin vücutlarına kulak vermeleri gerekiyor.
Hipergliseminin en yaygın belirtilerinden biri yorgunluk. Özellikle her yemekten sonra düzenli olarak yorgunluk hissi yaşıyorsanız nedeni kan şekeri seviyelerinin yükselmesi olabilir.
Kanda çok fazla şeker olduğunda böbrekler de şekerden kurtulmak için daha fazla çalışır. Dolayısıyla sık idrara çıkmaya neden olur. Bu durumda vücut susuz kalır ve hasta daha çok su tüketmeye başlar. Ne kadar çok su tüketirse o kadar çok idrara çıkar ve tekrar su içme ihtiyacı hisseder. Hiperglisemi, kişileri bu kısır döngüye hapseder.
Vücudun susuz kalmasının bir sonucu olarak baş ağrısı görülebilir. Herhangi bir başka nedenin olmadığı durumlarda baş ağrısının yüksek kan şekerine bağlı olarak da ortaya çıkabileceğini bilmekte fayda var.
Kandaki aşırı şeker gözleri de etkileyebiliyor. Bu durumda hasta geçici olarak bulanık görüşe sahip oluyor.
Hiperglisemi, bulantı, kusma, kafa karışıklığı, mide ağrısı, nefes almada zorluk gibi nadir ancak ciddi belirtilere neden olabilir, bunlar diyabetik ketoasidoz denilen ve hayati tehdit oluşturan bir durumun belirtileri. Bu belirtiler genellikle Tip 1 diyabetli kişilerde, nadiren Tip 2 diyabetli hastalarda hafif derecede görülür.
ENFEKSİYONLARA VE İYİLEŞMEYEN YARALARA DİKKAT!
Yüksek kan şekeri kontrol altına alınmadığında zamanla farklı belirtilere de neden olabilir.
Hiperglisemi vücudun bağışıklık tepkisini zayıflatabilir. Bu da vücudu enfeksiyonlara açık hale getirir. Sık tekrarlayan veya fazla uzun süren idrar yolu enfeksiyonları yaşayanların kan şekeri seviyelerine baktırmalarında fayda var.
Yüksek kan şekeri dolaşım sistemini de etkileyebilir, kan akışını, dolayısıyla vücudun kendini iyileştirme hızını bozabilir. Ayaklarda iyileşmesi uzun süren yaralar kan dolaşımının yavaş olduğu anlamına gelir.
Vücuttaki fazla şeker sadece kanda bulunmaz, tüm vücut sıvılarında bulunur, tükürük de dahil. Tükürükteki glikoz zararlı bakterilerin büyümesine ve plak oluşturmak için gıda parçacıklarıyla birleşmesine neden olur. Diş çürümesi, diş eti iltihabı ve ağız kokusu gibi problemler ortaya çıkabilir.
Zaman içinde hiperglisemi sinir fonksiyonlarını da etkileyebilir ve nöropati denilen sinir hastalığına neden olabilir. Bu durumda ellerde, ayaklarda, karıncalanma, uyuşma veya yanma hissedilir.