Tüm ilaçların yan etkileri vardır. Bu nedenle bilip bilmeden, doktor kontrolü olmadan en basit ilacın bile kullanılmaması gerekir. Bir çoğunuz herhangi birinden duyduğunuz, başka nedenle daha önce kullandığınız, yakınlarınızın önerdiği ilaçları kolayca almaktasınız. Oysa, ilacı veren hekim, yan etkilerini göz önüne alır, hastasını uyarır. Gerekli değilse, ilaç vermekte komşunuzdan, ailenizden, hatta sizden bile cimri olur. Uzun deney aşamalarını geçmemiş, zarar ve yararları belirlenmemiş ilaçları kullanmak, hekim etiği ve yeminiyle uyuşmaz. İlk ilke, yararlı olmaktan öte zarar vermemektir. Bazı kişiler en kötü durumlarda bile ilaç kullanmayı reddetmeye başladı. Bu tutum, hastalıklarla savaşta çoğu kez geç, bazen de maalesef çaresiz kalmaya neden olmaktadır. Vücudunuzu 'kimyasaldan' koruduğunuzu düşünürken, eğitimleri belli olmayan kişilerin önerdikleri, içlerinde ne olduğunu, bilinmeyen, yan etkilerini iş işten geçtikten sonra öğrenebileceğiniz doğal devalar olduğu söylenen şeyleri kullanarak daha fazla risk alıyorsunuz. Bir yandan da 'kimyasalsız' ama tedavisiz ve hasta olarak yaşıyorsunuz. Nedense çocuklara ruhsal hastalıklar yakıştırılmaz. Aslında büyüklerin kendileri için uzun süre akıllarına getirmedikleri, çevreden söylendiğinde hakaret gibi algıladıkları, saklamaya çalıştıkları ruhsal sorunların çocuklarda olacağını düşünmelerini beklemek, belki de gereksiz bir umuttur. Ama ruhsal hastalıklar vardır ve hemen hepsi, hatta daha fazlası çocuklarımızda da görülmektedir. Bununla kalmayıp, tedavi edilmezse erişkin dönemde sürmekte ve tüm yaşamı etkileyen zorluklara neden olmaktadır. Belki çocuğumuzun ruh sağlığıyla ilgili bir sorunu olmasını engelleyemeyiz ama, depresyonunu, otistik bulgularını, dikkat sorununu görüp zamanında yardım alabiliriz. Bu arada işi hekimlik olmayan, tıp eğitimi almamış bazı kişilerin, ruhsal hastalıkların olmadığı ve ilaçların zararlı olduğu yönündeki konuşmalarıyayınları, halkı yanıltmak ve tedavi haklarını elinden almaktır. Malesef bu kişileri hangi meslekte olursa olsunlar kanuni olarak suçlamak mümkün değildir. Ancak, kendimizin ve çocuklarımızın tedavi haklarından onların sözleriyle vazgeçtiğimiz, uzman olmayan kişilere araştırmadan inandığımız için kendimizi suçlayabiliriz. Ama bu kişilerin bazıları, bu söylemlerinin ve yayınlarının dışında ücret karşılığında 'olmadığını' iddia ettikleri hastalıklar için insanları 'tedavi' etmektedir. Bazen çeşitli akademik ünvanlar kullansalar da, bu insanlar sizlere ve çocuklarınıza zarar vermenin ötesinde, sizi yanıltarak maddi çıkar sağlamaktadır. Bu, işlem olarak üfürükçülükten farklı değildir ve kanuni yönden suçtur. Yapılan bilimsel araştırmaları sahte olmakla suçlamak, izlem çalışmalarının yanıltıcı, hatta yalan olduğunu ileri sürmek, eğitim almadıkları halde, bu konuda 'uzman' olan kendileri dışındaki tüm tıp dünyasını çıkarcılıkla suçlayarak çıkar sağlamak, ikiyüzlülük değilse de, ruhsal bir hastalık olarak değerlendirilebilir.
***
"Hayır, bilimimiz bir yanılsamadeğildir. Ama bilimin bizeveremediğini başka bir yerden eldeedebileceğimizi düşünmek, işte bubir yanılsamadır." Sigmund Freud