Tatil için rotamız önce Bodrum, sonra Kıbrıs'tı... Bodrum bu yıl biraz eksik, biraz farklı geldi bana. Çünkü beklenen kalabalık henüz yok. Özellikle hafta arası her yer bomboş. Herkes "Şu seçimler bir geçse de işler açılsa" beklentisinde. Türkbükü cıvıltısına henüz kavuşamamış... Yapılan yatırımların karşılığı 1.5 aylık dönemde çıkar mı bilinmez. (Belki de onun için her şey çok pahalı!) Gündoğan'da yeni oteliyle (Mandal Otel) komşumuz olan Mustafa Sandal'a 'hayırlı olsun'a gittik. Şahane bir yer olmuş. Akşamları sessiz- sakin bir ortamda içkinizi yudumlayarak keyifli bir müzik dinlemek için ideal. Tabii bir de Gündoğan'ın masmavi, pırıl pırıl denizi var. Ve Müjde Ar...Doğumuma giren ve oğlumun da cici annesi olan Müjde Ar'la yeniden buluşmak, sohbet etmek nasıl da keyifliydi... Şişmiş egolarıyla dolaşan ünlülerin arasında yaşayan ben; bu durumları aşmış, kendine bir hayat yaratmış insanları görünce nasıl mutlu oluyorum bir bilseniz! Anlayacağınız şu selülit savaşları, bakkal şarkıları polemikleri falan çok komik kalıyor çook!.. Ve Kıbrıs... Leyla Kırca Meşulam'ın davetlisi olarak gittiğimiz Kıbrıs'ta sıcaktan dolayı Mercure Otel'in lobisinden dışarı adım atamadım. Gerçekten de Kıbrıs yangın yeri gibi! Nilüfer'in konseri ile renklenen bir güzel gecede Yıldırım Mayruk, Barbaros Şansal, Cenk Eren, Şenay Düdek, İzmir'den Kemal Subaşı ve ekrandaki partnerim Ali Çınar ile birlikteydik. Nilüfer, 'eski dost düşman olmaz' diyerek yine Kayahan'ın birbirinden güzel şarkılarını okudu. Pazar sabahı canlı yayın için erkenden İstanbul'a uçan Şenay'ın yaşadığı talihsiz kaza ise hepimizi çok üzdü. Arkadaşım, umarım kısa sürede sağlığına kavuşur... Kıbrıs'la ilgili aklımda kalan en önemli konu; sıcağın dışında taksi şoförleri ile anlatılan hikayelerdi! Şoförler, erkek müşterilerine 'kız arkadaş' bulma konusunda ilginç tekliflerde bulunuyorlarmış. Ekonominin hareketsizliğinden şikayet eden Kıbrıs'ta demek ki yeni bir sektör gelişiyor; ki bu da yavru vatana yakışmıyor. Aman dikkat!