Bütün kış o kadar çok tartışma yaşadık ve gördük ki; televizyonlarda pek çok programın tatile girmesiyle birlikte, birilerinin konuşmayacağını, topluca huzura ereceğimizi; yani yorgun ve yaralı ruhlarımızı dinlendireceğimizi düşünüyordum. Ama yok, olmadı. Polemikler, kavgalar tüm hızıyla devam ediyor. Üstelik bugünlerde pek çok kişinin de yeni albümü çıktı. Demek ki, savaşlar devam edecek. Üstüne bir de sıcak... Aman aman! Demet Akalın ile Mehmet Ali Erbil arasındaki söz düellosunu mutlaka bir yerlerde izlemiş ya da okumuşsunuzdur. Tartışma niye başladı, niye buralara kadar geldi belli değil. Mehmet Ali Erbil, "Ben bir tek Demet tanırım, o da Demet Kutluay'dır" dedi. Tamam bu konu Demet Akalın için hassas bir nokta ama bu sözlere nasıl karşılık verdiğine bakar mısınız: "Alişan hep yalnız dolaşıyor. Ona şerefli bir babanın şerefli bir kızını arıyoruz." Geçmişler olsun... Kavgalara çocuklarımızı da katmaya başladıysak, kirlenmenin sonuna vardık demektir. Bu söz evlatlarını gözünden bile sakınan hiçbir anne babanın kabul edebileceği bir söz değil. Mehmet Ali'yi aradım, "Neler oluyor?" diye sordum. "İş avukatlarda" dedi. Sezin'in adının haberlerde anılmaması için de mahkemeden tedbir kararı aldıracaklarmış. Görüyor musunuz, kimse konuşa konuşa anlaşamıyor. Bu deliliğin sonu bakalım nereye gidecek? Şimdi burada Alişan'a bir iş düşüyor. Biliyorsunuz, Demet Akalın'la televizyon programına başladı ve sürekli birlikteler. Demet'in sözleri Demet'i olduğu kadar Alişan'ı da bağlıyor. Onun için Alişan'ın bu sözleri unutturacak bir orta yol bulması gerekiyor.