Bu aralar ömrüm İstanbul -Edremit arasında mekik dokumakla geçiyor. Havaalanından eve, işe gidip gelmek daha zahmetli olduğu için karayolunu tercih ediyorum. Yol uzun ve zahmetli. Geçen çarşamba yine o güzergahtaydım. Bir yanda kar, öte yanda fırtına... Ama bu kez beş saatlik yol bana beş dakika gibi geldi. Çünkü CD çalarımda Selçuk Yöntem'in şiir albümü 'Aşk İçin Önsöz' vardı...
Aslında şiiri kendim okumayı tercih ederim, kendi iç sesimle. Ama Selçuk Yöntem öyle içten, öyle duygulu, öyle melodik okuyor ki; şiir şiir olmaktan öteye geçip yüreğinize sanki bir bakır ustasının minik çekiç darbeleriyle zarifçe mıhlanıyor.
Sadece şiirler mi; Aykut Gürel kaptanlığındaki İstanbul Ensemble müzik grubu her şiire müzikleriyle öyle bir ruh katıyorlar ki, duygularınız şaha kalkıyor.
Şiir kitaplarımda en çok zorlandığım, 'önsöz' bölümü olur. Aşk kadar belirsiz, sürprizli, inişli çıkışlı, dalgalı dümenli bir olguya 'önsöz' yazılır mı?
Yazılırmış meğer. Ben de Selçuk Yöntem'in hücrelerime işleyen sesi, Aykut Gürel'in enfes müziği eşliğinde, Haydar Ergüler'in 'Aşk İçin Önsöz' şiiriyle öğrendim.
AŞK İÇİN ÖNSÖZ
Beni üzme
Kendini de benimle üzme
Sözümüzü üşütme
Fazla açılma benden
Çok açılma bana da
Kendine de fazla açılıp daiçine düşme
Geçmişe gül gönder
Unutma anılar da su ister
Anılara iyi bak
Bana bak beni tut
Bana tutun beni orda burda
Beni şunda bunda
Unutma Bak
Sadece bu şiir mi? Nazım Hikmet'ten 'Senden Önce Ölmek İsterim', Pablo Neruda'dan 'En Hüzünlü Şiir', Ümit Yaşar Oğuzcan'dan 'Unutamıyorum' ve diğerleri.... Bir kış yolculuğunda, ülkenin en kasvetli gününde beni nasıl da kollarına alıp ısıttılar...
Albümü bir türlü arabamın müzik tesisatından çıkaramıyorum. 'Aşk İçin Önsöz', aracımın standart donanımı haline geldi!
Tebrikler Selçuk Yöntem, teşekkürler Aykut Gürel ve İstanbul Ensemble... 'Yara bandım' olduğunuz için.