Dünya, İngiliz prensesi Kate Middleton'ı konuşuyor. Ne yapmış Kate? Süpermarkete gidip alışveriş yapmış. Onun, market arabasını iterken çekilen fotoğrafı tüm dünyanın manşetlerinde. İngilizler ise genç yaşta kaybettikleri Lady Diana'nın 'ruhunu' taşıdığına inandıkları alçakgönüllü Kate'i bu sade görüntüsü nedeniyle yere göğe sığdıramıyor.
Neden? Dünyada tevazu sahibi, sade insanlara özlem artıyor da ondan. Yandaki fotoğrafı ise ben çektim.
Pazartesi öğle saatlerinde Atatürk Havalimanı'nda...
Bavullarını bekleyen yaşlı çifti tanımamış olabilirsiniz.
At kuyruğu saçlı, mavi gözlü yaşlı adam; Franco Nero... Yanındaki uzun, beyaz saçlı hanımefendi; eşi, Oscarlı aktris Vanessa Redgrave'den başkası değil. Onur konuğu olarak 52. Uluslararası Antalya Film Festivali'nin kapanış törenine geldiler.
Dönüşte bizimle beraber ekonomi class'ta uçtular. Yine bizimle beraber bavullarını beklediler, alıp çekiştire çekiştire taksi durağına doğru gittiler... Yanlarında ne bir yardımcı, ne bir koruma, ne bir rehber vardı... Sıradan iki yolcu gibi Türkiye'den geçtiler...
Vanessa Redgrave'i Antalya'daki Cam Piramit'e girerken dikkatle izledim.
Önünde çekim yapan panter kameranın kablosunu fark etti. Kendinden sonra gelenler takılıp düşmesin diye eğilip o kabloyu kaldırdı ve yana koydu. Franco Nero sahnede yalnızca eşinden söz etti. Dedi ki, "Benim karım bu ödüllerin hepsini hak ediyor, çünkü o çok iyi bir insan..."
Oscarlı bir aktristen değil de, kreşte öğretmenlik yapan bir kadından söz ediyordu sanki... Öğrendim ki, tüm bu sadelik, tamamen kendi tercihleriymiş.
Bütün bu olup bitenleri izlerken, aklıma bizim şöhretler geldi. İki dizi sayesinde oyuncu, tek şarkıyla 'ses sanatçısı' olanları hatırladım. Onlar ki evlerinin arka sokağındaki açılışa VIP minibüs olmadan gitmeyenler...
Onlar ki organizasyon tarafından sağlanan ekonomi class uçak biletini 'hakaret' kabul edenler... Onlar ki kuaföre bile çantasını taşıyacak iki eleman ile gidip balık restoranına dört koruma ile girenler...
Önceki gün havaalanında çektiğim bu fotoğrafı büyütüp duvarıma asacağım... Ola ki, günün birinde şeytana uyup kibre kapılırsam, bakıp da düzeleyim diye...