Her cumartesi olduğu gibi bugün de söz izleyicinin. Dizi sektörünü bilmem ama ben seyircilerin tespitlerini, talep ve şikayetlerini önemsiyorum.
Bana göre bu yorumlar, bedavadan kamu araştırması yerine geçiyor. Bu nedenle kıdemli okurlarımızdan Kemal Kozan'ın TRT dizisi Yeşil Deniz hakkındaki tespitlerinin herkese 'kılavuzluk' edeceğine inanarak yayınlıyorum: "Merhaba Yüksel Bey, hani 'Lafı ağzımdan aldın' diye bir deyiş vardır ya; TRT dizisi Yeşil Deniz hakkındaki görüşlerimi tam da yazmak istediğim ama bir türlü uygun ifadeleri bulamadığım için yazamadığım şekliyle yorumlayıp düşüncelerime tercüman olmuşsunuz.
Ellerinize sağlık.
Ama izin verirseniz, yayınlandığı ilk bölümden itibaren takip ettiğim Yeşil Deniz hakkında birkaç cümle de ben ilave etmek isterim.
Bu dizide; havuzlu villalar yok, köşkler saraylar yok, çok katlı binalarda faaliyet gösteren holdingler yok, holdingin tek varisi esas oğlan yok, esas oğlanın aşık olduğu fakir genç kız yok, genç aşıklara sürekli kumpas kuran eski sevgili ve bu evliliğe rıza göstermeyen aile bireyleri yok, para hırsıyla birbirini arkasından bıçaklamaya çalışan kötü adamlar yok, sürekli kaslarını gösteren erkekler ve mayolu-bikinili-mini etekli kızlar yok. Arada komiklik de olsun diye konan genellikle şiveli konuşan kapıcı, hizmetçi, şoför gibi karakterler yok. Bunların yerine duayen oyuncularla birlikte genç ama son derece yetenekli oyuncular, aile içinde yüzünüz kızarmadan keyifle izleyebileceğiniz, komediyle dramı ve romantizmi aynı anda ve tadında işleyen bir senaryosu var. Ayrıca doğal güzelliklerin yanında kentsel sit alanı kapsamında olan Birgi kasabasının güzellikleriyle sunulması var.
Yani özetle; alışılagelmiş yapaylık yerine, alışılmadık bir doğallık var.
Yeni sezonun diğer kanallarda açılmasıyla birlikte birkaç flaş ismin rol aldığı klişe dizilerin gerisinde kalıp kalmayacağını da zaman gösterecek.
Umarım kalmaz, çünkü reytinglere yenilip erken yayından kalkarsa yazık olur.
Saygılarımla..."