Haber bültenlerini izlerken hangi ölüme isyan edeceğime şaşırır hale geldim.
Her gün şehit haberi almayı 'kanıksamak' gibi bir tehlikenin içine yuvarlanmak üzereyiz. Trafik kazaları deseniz, terör kurbanlarının sayısını üçe/beşe katlamış. Göçmen sorunu, Ege'nin sularında her gün yeni bir dramı karşımıza çıkartıyor. Maden ocaklarımız, can almaya doymuyor.
Bunca ölüm haberi içinde gözüm bir 'potansiyel' ölüm haberine takıldı. Show Haber'de izledim. Kadın, eski kocasından tam üç kez dayak yemiş. Evinin otoparkında yediği son dayağın görüntüleri dehşet vericiydi.
Adam, kadının kafasına bira şişesi ile vuruyor, sonra yumruk atıyor.
Kadın yere düşünce de suratına arka arkaya üç-dört tekme daha savuruyor. Kadın bayıldıktan sonra bile tekme atmaya devam ediyor. Kadının burnunda ve elmacık kemiklerinde dört ayrı kırık oluşuyor.
Show TV muhabiri Rıdvan Bıyık, kadının yüzünü göstermeden röportaj yapmak zorunda kalmış. Neden?
Çünkü ölüm tehlikesi devam ediyor da ondan. Pulp Fiction filmine taş çıkartacak şiddet sahnelerinin baş aktörü olan eski koca; her şey kayıtlı kuyutlu olmasına, daha önce kadın tarafından adli mercilere defalarca şikayet edilmesine ve bu olay, adamın üçüncü 'icraatı'(!) olmasına rağmen elini kolunu sallayarak aramızda dolaşıyor.
Kadın, röportaj sırasında dedi ki; "Bundan sonraki olay ne olacak?
Öldürülecek miyim?
Çünkü her seferinde doz artıyor.
Burası Teksas mı? Önlem alınması için benim ille de ölmem mi gerekiyor?"
Yani o hanımefendinin, 'kadına şiddet kurbanları' arasına 'istatistik' olarak katılması an meselesi. Şimdi anladınız mı 'potansiyel ölüm haberinin' ne olduğunu?
İşte sözün bittiği yer... Analar terörün baş hedefiyken, terörün 'doğurganlığını' nasıl önleyebiliriz ki?