BEN Bilmem Eşim Bilir yarışmasını izlerken sık sık "Acaba bu programı İlker Ayrık'tan başka biri sunsaydı, bu kadar ilgiyle seyreder miydim?" diye kendi kendime soruyorum. İlker, başarılı oyunculuk kariyerine bu yarışma sayesinde son derece parlak bir sunuculuk halkası da ekledi.
Sunucumuz, yarışmayı tatlandıracak hiçbir fırsatı kaçırmıyor. (Son programda hanım yarışmacı, ensesine tokadı patlattığında zor anlar yaşadı ama neyse. 'İş kazası' deyip geçelim) İlker, temponun düşmesine asla izin vermiyor. Hazırcevaplığı, ince nükteleri ve hepsinden önemlisi müthiş cesareti ile adeta yarışmayı sırtlayıp götürüyor.
Şu 'cesaret' meselesini biraz açmak isterim.
Yarışmada hanımlar; eşlerinden, yapılması gerçekten de güç işleri başarmalarını istiyor.
Şu kadar mekik, bu kadar şınav, halterde bilmem kaç kilo ağırlığı kaldırma vs. gibi... Kocalar denemeye girişmeden önce sunucu İlker Ayrık, bu görevlerle ilgili bir gösteri yapıyor. Ve öyle başarılı oluyor ki, yarışmaya hazırlanan beylerin daha baştan morali bozuluyor!
ÖNLEMİMİ ALDIM!
Son programda İlker bu kez hanım yarışmacılara rehberlik etti. 'Terlik fırlatarak basket atma' oyununda adeta şov yaptı. Terliği bir belinin arkasından, bir bacağının arasından, bir potaya bakmadan sırtı dönük fırlattı ve hepsinde de fileyi buldu...
Zaten ben, bu İlker Ayrık'a methiye yazısını da onun lunaparklardaki kum torbasına yumruk atıp 900 bilmem kaç puan almasından sonra yazmaya karar verdim.
Ne olur, ne olmaz!..