CUMARTESİ günü KALDER'in Yılın En Kaliteli Gazetecisi ödülünü almak için Bursa'daydım.
Sevgili dostum ve üniversiteden sıra arkadaşım Rasim Öztekin ile beraber 'Yaşam Kalitesi' konulu bir panelde iki saat süreyle konuştuk.
Zaten okulda da beraber çok şamata yapardık.
Biz okuldaki halimize dönünce, bin kişilik izleyici topluluğu da kahkahaya boğuldu.
Salondaki herkes yaşamını 'kaliteli' hale getirmenin uğraşı içindeydi. Eskiden kalite denilince akla 'mal ve hizmetin içeriği' gelirdi. Gördüm ki, kalite artık bir 'yaşam felsefesi' olmuş.
İnsanlar soludukları havanın bile kaliteli olması için didiniyorlar.
Umarım televizyon sektörü de bu yeni akımdan nasiplenir...