Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

"Cam Silen Adam" Bayülgen'e karşı

Okan Bayülgen'in başrolünü oynadığı "Kanal(i)zasyon" filminin konusunu biliyorsunuzdur. Ama yine de filmi izlemeyen ya da basında yer alan haberleri okumayanlar için kısa bir özet yapmakta fayda var: İmdat, reytingleri dibe vuran bir televizyon kanalında temizlik işçisidir. Plazanın camlarını silerken, gözü sürekli genel müdürün odasındaki ekranlara takılmaktadır. Durumu fark eden genel müdür, İmdat'ı izler. Bizim mütevazı temizlik işçisi, gözünü hangi programa dikerse, ertesi gün o program reyting listelerinde zirveye oturmaktadır. Uyanık müdür, İmdat'ın tercihleri doğrultusunda yayın akışını belirler ve kanal, büyük bir reyting patlaması yaşar. Ancak başarının genel müdüre değil de cam silen adama ait olduğu patron tarafından öğrenilince, koltuğa "tam yetkiyle" İmdat oturtulur. Ve o andan itibaren "Hayvanım Olur musun?", "Tuvaletteyiz", "Kim 500 Tokat İster?" gibi birbirinden "rezil" ama reytingi parlak programlar ekranı kaplar. Film, televizyon sektörüne bugüne dek yapılmış en sert eleştirilerle sürer, gider... Çarşamba akşamı Okan Bayülgen'i "Medyatik" stüdyosunda ağırlarken, ona küçük bir sürpriz hazırladık. Kanaltürk'ün temizlik işleri personelinden Şaban Beyazkılınç'ı, iş elbisesi ve araç gereçleriyle beraber Okan'ın yanına oturttuk. Sohbet ilerledikçe gördük ki, bizim "Cam Silen Adam" Şaban, filmde karikatürize edilen "İmdat"tan çok farklı. İzlediği, eleştirdiği her programda bir "toplumsal fayda" arıyor. Örneğin; evlilik programlarına karşı. İnsanların iki dakikada hayat arkadaşlarını seçmeye zorlanmasını pek mantıklı bulmuyor. Bir de o insanların daha sonra ne olduğunu merak ediyor. Şaban konuştukça, biz stüdyodakilerin ağzı hayretten biraz daha açıldı. Ve Şaban, konuşmasının sonuna öyle bir nokta koydu ki, üzerine tek kelime edemedik: Şöyle dedi Cam Silen Adam: "Ben kanalın camlarını iyi siliyorum ki, televizyoncular dışarıyı, yani biz halkın hallerini daha iyi görebilsinler ve ona göre program yapsınlar..." Aman ki ne aman!... Yıllardır bu köşede bazı televizyon yöneticilerinin halktan kopuk yaşadığını, plazalardaki sırça köşkleri pek "yüksekte" olduğu için halkın beğeni, talep ve ihtiyaçlarını göremediklerini anlatmaya çalışıp, dururum. Ama hiçbir zaman bu kadar kısa, net ve etkili bir cümle kuramamıştım. Helal olsun Şaban'ıma...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA