Siyasetçileri nasıl biliriz? Asık yüzlü, sürekli birbirine laf sokan, koyu renk takım elbiseli, "gri" insanlar değil mi?.. Halbuki hiç de öyle değillerdir. Siyasetin yüzünün giderek asıldığı şu günlerde Fatih Çıtlak'ın cuma gecesi atv'de sunduğu "Başbakan'la Özel" adlı programı büyük bir keyifle izledim. Siyasetçiyi "siyaset dışında" tanımanın, anlamanın, onun da etten kemikten yapıldığını görmenin, şiir karşısında gözyaşı dökmesini izlemenin keyfine vardım. Hele siyasetçinin sanata ve sanatçıya saygısını, sevgisini görmek beni ayrıca mutlu etti. Önerime gelince: Fatih Çıtlak bu iş için biçilmiş kaftan. Bu program "son" değil, "ilk" olsun. Çıtlak Hoca her ay karşısına bir siyasetçiyi, yanına da sanatçıları, sporcuları oturtup, siyasetin soluk ve donuk yüzüne usta fırça darbeleriyle makyaj yapsın. Siyasetçiyi o gri tonlarından kurtarsın. Cumhurbaşkanı'nı, Meclis Başkanı'nı, muhalefet liderlerini sırayla konuk edip, siyasetin kâbus, siyasetçinin öcü olmadığını cümle aleme kanıtlasın. Belki bu yolla, birbirine düşman siyasetçiler aynı şarkıyı sevdiklerini, aynı takıma gönül verdiklerini, aynı şairin şiirinden hoşlandıklarını görüp, aralarındaki görünmez dikenli tellerin üzerinden birbirlerine gül uzatmayı denerler. Ne dediniz? Fazla mı hayalperestim? Peki bu ülke için bu kadarcık da umut besleyemeyeceksek, niye yaşıyoruz o zaman?