Dizileri izlerken nasıl keyifleniyorum, bilemezsiniz... Yok, yok, şahane senaryolar ya da muhteşem oyunculuklar değil kast ettiğim. Ne yazık ki onlara çok ender rastlıyorum. Beni mutlu eden, neredeyse her dizide bir "klasik otomobilin" başrole soyunması. Artık "hurda merakımı" bilmeyen yok. Bizim ihtiyarlara her yıl bir yenisi ekleniyor. Ev kirası gibi garaj parası ödemekten, onlardan önce yaşlanacağım. Ama yine de dizilerdeki bu "olgun ve çekici hanımlara" bakmadan duramıyorum. Hanımın Çiftliği'nde Muzaffer Bey'in 48 model kırmızı cabrio Mercedes'ini her gördüğümde, kızıl saçlı Rita Hayworth'ı izler gibi büyüleniyorum. Ya o krem rengi 49 Dodge Colt limuzine ne buyrulur? Balkan Düğünü'nde gelin arabası olarak süslenen 72 Moskovitch de çok şekerdi. Muro'nun hem Kurtlar Vadisi dizisinde hem de sinema filminde kullandığı "Hacı Murat" da bir efsanenin ateşini yeniden yakmıştı. Beni bu konuda en çok tatmin eden ise Canım Ailem dizisi... Maşallah dizi değil, klasik otomobil müzayedesi... Geçen yıl tanıtımlarında 55 model kırmızı bir Belair kullanılmıştı. Sonra bir ara ağzımın suyunu akıtan 67 Morgan girdi diziye. Yeni bölümlerin tanıtımında ise Samim'i bu kez mavi renkli 55 Belair'in direksiyonunda gördüm. Geçen yıl Adanalı'da komiser Yavuz'un kullandığı Plymouth da Kenan Doğulu'nun garajından çıkmaymış. Geçen haftalarda gazete köşelerinde kadınlarla otomobilleri kıyaslayan yorumlar okudum. Hepsi de çok keyifliydi. Onlara bir küçük ekleme de benden: Soru: Genç kadınlar ile yaşlı otomobillerin ortak özelliği nedir? Yanıt: Eliniz daima üzerlerinde olmazsa, her ikisini de çabucak kaybedersiniz!