Süper Lig'in kaderini belirleyecek Fenerbahçe- Beşiktaş derbisi öncesi haftayı iki kritik ve stratejik gerginlik yaşayarak geçirdik. İki olayın bu tarihi maçın etrafında gelişmesi maçın çoktan başladığını açıkça gösteriyor. Tarafların aldıkları pozisyonlar Türk futbolunun girdiği sıkıntılı süreci gösteriyor.
Birincisi; Sayın Oğuz Sarvan'ın beklenmedik çıkışı. Sayın Aziz Yıldırım'ın kurumsal basın toplantısındaki suçlamaları dahil, geldiği günden bu yana susma hakkını kullanan MHK Başkanı Sarvan'ın Trabzon maçında Beşiktaş'ın verilmeyen penaltısı sonrası iki yöneticinin serzenişlerini fırsat bilerek yaptığı cesur(!) çıkışın nedeni daha net ortaya çıktı. Bu tavrın önce SMS polemiklerinin dışında kalan F.Bahçe'ye hizmet edeceğini düşündüm. Sonrasında SMStartışmasının zeminini hazırlamak için miydi diye içime bir kurt düştü. Sayın Mahmut Özgener'in Trabzonspor maçından sonra Sayın Demirören'in attığı SMS mesajını PFDK'ya göndererek yaptığı tercihi sorgulayacak değilim. Hatta tehdit ya da istek içeren bu tür telefon ya da mesajların kesilmesi adına Özgener'in Sayın Levent Kızıl'ı da ilgilendiren bu SMS'i, PFDK'ya iletmesini (Bu üç ismin özel hayatlarında çok iyi arkadaş olduklarını bilmeme rağmen) doğru buluyorum. Ancak adalet duygusunu zehirleyecek Sarvan'ın çıkışının desteklenmesini ve üzerinden 'bn' 'ben' mesajından '.bn.' mesajının çıkartılmasını hiç tasvip etmiyorum.
Bizi tanıyanlar Demirören yönetimlerini en çok eleştirenin bizim olduğumuzu, bundan sonra da en çok eleştireceklerin başında olacağımızı bilirler.
LİNÇ KAMPANYASI!
SMS krizini ilk yazan üç gazete ve gazeteciden biri olarak şunu açıkça söyleyeyim. Meslektaşlarımızın çoğunun haberi atlamasını ve SABAH'tan öğrenmelerini inanın önemsemiyorum. Çünkü Demirören'in tedbirsiz olarak neden PFDK'ya sevkedildiğinin rutin takibini yapan her gazeteci bu habere ulaşabilirdi. Ancak benim üzerinde durduğum bazı meslektaşlarımızın bu rutini atlama, bazılarının da gaza gelmesi sonucu olarak Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören'i linç etme kampanyasına girişmeleri...
Hangi objektif bakış resmi kayıtlara giren, "Başkan herhalde sizin ekibe kfür etmek lazmmışki hakemler ftbolla hentbolu krstırmasınlar ve bn l kızıl olduğu surece bundan sonra karsndayım saygılar" mesajından 'ben' yerine '.bn.' çıkarır. Sözünü "saygılar" diye bitiren bir başkan, bu sözün içinde hem de yakın bir dostuna küfür eder mi? Unutulmasın ki aynı başkan, 26 Aralık 2008 tarihinde G.Saray maçının ardından MHK Başkanı'na sözlü küfür ilettiği iddialarına, "Sitemimi kaba bir dille söylemiş olabilirim. Bu konuda özür dilerim" diyerek, gerektiğinde küfürünü de itiraf edebileceğini göstermişti.
Futbolun sadece saha içerisinde oynandığı ve hak edenin kazandığı derbiler dileğiyle.